Multilingual Turkish Dictionary Ottoman Turkish

ATEŞ-SUHAN : Ottoman Turkish

f. Dokunaklı, kalb kıracak şekilde ağır söz söyliyen

ATEŞ-ZEBÂN : Ottoman Turkish

f. Ateş dilli. Çok dokunaklı söz veya şiir söyleyen

ATEŞ-ZEN : Ottoman Turkish

f. Ateş yakmak için kullanılan alet, çakmak

ATEŞEK : Ottoman Turkish

f. Küçük ateş. * Ateş böceği. * Frengi. * Berk, şimşek

ATEŞÎ : Ottoman Turkish

"f. Hararetli, ateşli; dokunaklı. * Ateş renginde. * Hiddetli, öfkeli."

ATEŞÎN : Ottoman Turkish

f. Ateşli, canlı, ateşten. * Mc: Şiddetli, hiddetli

Bağlama. Bağ. Ekleme. * Meyletme. * Şefkat. Sevgi. * Eğilme. * İkiye bükme. İki kat eyleme. * Çevirme. * Geri döndürme.* Bir kimse üzerine tekrar hamle eylemek. * Gr: Bir kelimeyi diğer bir kelimeye harf-i atıf vasıtasiyle ilhak eylemek. (Bak: Harf-i atıf)

ATF : Ottoman Turkish

atıf, bağlama, verme, yükleme

ATF-I BEYAN : Ottoman Turkish

"Mâkablini yâni mâtufun aleyhin mefhumunu izah ve te'kid için atfolunan tâbir. Meselâ: ""Meseleyi izâh ve teşrih eyledi"" cümlesindeki ""ve"" gibi."

ATF-I NİGÂH : Ottoman Turkish

Bakma, göz atma

ATF-I TEFSİR : Ottoman Turkish

"Bir mânada olup mücerred tasdik ve te'kid için ""ve"" ile müteradifine (aynı mânadaki kelimeye) atfolunan kelime. Meselâ: ""İhsan ve kerem, hüzün ve keder"" ifadesindeki ""ve"" ler gibi. Diğer bir ifade ile: Aynı olan ayrı iki kelimenin birlikte kullanılması. (""deli divâne""de olduğu gibi.)"