Ottoman Turkish
AVENE : Ottoman Turkish
Beraber olanlar. Yardım edenler.* Taraftarlar
AVENE : Ottoman Turkish
yardımcılar
AVENGÂN : Ottoman Turkish
f. Asılı, sarkık. * Çengel. * Çivi
AVER : Ottoman Turkish
"f. Averden ""getirmek"" fiilinin emir köküdür, kelime sonuna getirilerek; yapan, eden, olan, veren, götüren gibi manalara sebeb olur."
AVERD : Ottoman Turkish
f. Harp, muhârebe, savaş, cenk
AVERD-GÂH : Ottoman Turkish
f. Muharebe meydanı, savaş alanı
AVERDE : Ottoman Turkish
f. Getirilmiş nakl olunmuş
AVERDİDE : Ottoman Turkish
f. Saldırılmış, hücum edilmiş
AVEZ : Ottoman Turkish
Fakirlik, yoksulluk. Sıkıntı
AVHAK : Ottoman Turkish
Uzun nesne. * Kara karga. * Büyük kara deve
AVHEC : Ottoman Turkish
Yılan. * Uzun boyunlu. * Dişi deve
AVİ : Ottoman Turkish
Uluyan. Hırlayan
AVİHTE : Ottoman Turkish
f. Asılmış şey, asılı nesne
AVİJE : Ottoman Turkish
f. Has, hâlis, hakiki, temiz
AVİJGAN : Ottoman Turkish
f. Mahremler, yakınlar. * Güzeller, gençler
AVİL : Ottoman Turkish
Yüksek sesle ağlama. Acınma. Feryâd. * Meyletme
AVİND : Ottoman Turkish
f. İlk, evvel, önce
AVİNE : Ottoman Turkish
(Evân. C.) Vakitler, zamanlar, anlar. Devirler
AVİNETEN : Ottoman Turkish
Ara sıra, tesadüfen
AVİZ : Ottoman Turkish
f. Asılan, asılı bulunan
AVİZE : Ottoman Turkish
f. Lamba, fener, gaz veya mumları havi olarak tavana asılan maden veya billurdan süs eşyası
AVİZE-İ GÛŞ : Ottoman Turkish
Küpe
AVİŞE(N) : Ottoman Turkish
f. Kekik otu. * Sarılma, sıyırarak çıkma. Saldırma
AVK : Ottoman Turkish
(C: A'vâk) Mâni olma, alıkoyma, durdurma, vazgeçirme, geciktirme
AVL : Ottoman Turkish
Feryat, sıkıntı sebebi. Acınma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani