Ottoman Turkish
LEVKA : Ottoman Turkish
Ceviz ağacı
LEVLAKE : Ottoman Turkish
"Eğer sen olmasaydın (meâlindedir).( $ beyanında ""Bu hitab zâhiren Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'a müteveccih ise de, zımnen hayata ve zevilhayata râcidir."" fıkrası, ta'dile muhtaçtır. Çünkü: Küllî hakikat-ı Muhammediye (A.S.M.) hem hayatın hayatı, hem kâinatın hayatı, hem ism-i âzamın tecelli-i âzamının mazharı ve bütün ziruhların nuru ve kâinatın çekirdek-i aslîsi ve gaye-i hilkati ve meyve-i ekmeli olmasından, o hitab, doğrudan doğruya ona bakar. Sonra hayata ve şuura ve ubudiyete onun hesabına nazar eder. R.N.)"
LEVLEB : Ottoman Turkish
Makara deliğine soktukları ip
LEVM : Ottoman Turkish
Çekiştirmek. Birisinin yüzüne karşı kötü söz söylemek. Zemmetmek. Paylamak. Başa kakmak
LEVM : Ottoman Turkish
kınama
LEVMA : Ottoman Turkish
(C.: Levâyim) Azarlama
LEVME : Ottoman Turkish
Kınanmaya ve çekiştirilmeğe sebep olacak şey
LEVN : Ottoman Turkish
Renk, boya. Sıfat, nev', çeşit, tür. Bir şeyi diğerinden ayıran alâmet
LEVN : Ottoman Turkish
enk
LEVS : Ottoman Turkish
Pislik, murdarlık. Kir. * Zor. Kuvvet. * Tam olmayan, zayıf beyyine. * Bir şeyi ağızda öte beri gevelemek. * Deprenmek. * Bulaştırmak ve karıştırmak. Bulaşıklık. * Cerâhet, yara
LEVS : Ottoman Turkish
pislik
LEVS-İ FÂNİ : Ottoman Turkish
Gelip geçici murdarlık, pislik. Dünyanın fâni, faydasız eğlenceleri
LEVS-ÜL KATL : Ottoman Turkish
Birisini katletmekle müttehem olan şahısta, katlin nişânesi veyahut maktul ile aralarında zâhir bir düşmanlık bulunması gibi alâmet ve karineler
LEVSİYYÂT : Ottoman Turkish
Kirli ve pis şeyler
LEVT : Ottoman Turkish
Gizlemek, saklamak. * Sorduklarını değil de başkasını haber vermek
LEVV (LÜVV) : Ottoman Turkish
"""Mürr"" dedikleri acı Yemen zamkı."
LEVVAH : Ottoman Turkish
Yakıcı ve bozucu
LEVVAM : Ottoman Turkish
(Levvâme) Levm ve itâbedici. Zemmeden, çekiştiren, dedikodu yapan. Serzenişte bulunan. Başa kakan, paylayan
LEVVÂME : Ottoman Turkish
kınayan
LEVY : Ottoman Turkish
Bükmek. * Eğmek, meylettirmek. * Karın ağrısı. * Mide fesadı
LEVZ : Ottoman Turkish
Sığınma, himâyesine girme.LEVZ
Bâdem
LEVZAÎ : Ottoman Turkish
Akıllı, zarif kimse
LEVZE : Ottoman Turkish
Bir tek bâdem. * Tıb: Bâdemcik
LEVZETEYN : Ottoman Turkish
Bâdemcikler, iki bâdemcik
LEVZETÂN : Ottoman Turkish
İki bâdemcik, bâdemcikler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani