Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
LİKAT : Ottoman Turkish

Tarlada kalan başakları toplama. * Hizada olma

LİKAULLAH : Ottoman Turkish

Allah'a kavuşmak. * Kıyamet günü, Cennet'te Allah'ı görmek

LİKHA : Ottoman Turkish

Yeni doğurmuş ve sağılır deve

LİL-MÜTTEKÎN : Ottoman Turkish

Müttekiler için

LİLLAH : Ottoman Turkish

Allah için

LİLLAHİ : Ottoman Turkish

Allah için. Allah yoluna. Allah aşkına

LİLLÂHİ-L HAMD : Ottoman Turkish

Ne kadar hamd ve şükürler varsa ve olmuşsa, cümlesi Allaha mahsustur, ona gider, ona âittir. (Bak: Hamd)

LİLLÂHİLHAMD : Ottoman Turkish

hamd Allaha mahsustur

LİLLÂHÎ : Ottoman Turkish

Allah için

LİMA-YÜRİD : Ottoman Turkish

(Bak: Fa'al)

LİME : Ottoman Turkish

Niçin?

LİME : Ottoman Turkish

parça

LİME LİME : Ottoman Turkish

Parça parça

LİMİTED : Ottoman Turkish

Mes'uliyetleri, koydukları sermayeye göre hudutlu olan ortaklık

LİMMÎ : Ottoman Turkish

"(limmiye
lümmi) (Niçin mânâsındaki ""lime"" den) Aleni. Açık. * Nazari. Akla dayanan. (Bak: Bürhan)"

LİMMÎ : Ottoman Turkish

açıklık

LİMMÎYET : Ottoman Turkish

açıklık

LİNÇ : Ottoman Turkish

Halk tarafından öldürülme. Halkın bir suçluyu tutup derhal öldürmesi

LİRİK : Ottoman Turkish

Heyecan ve ahenge fazla ehemmiyet verilen şiir. * Bu tarzda şiir yazan şair

LİS : Ottoman Turkish

f. Yalayıcı, yalayan. Birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Kâse-lis $
Çanak yalayıcı. Dalkavuk

LİSAM : Ottoman Turkish

Yüz örtüsü, yaşmak. Nikab

LİSAN : Ottoman Turkish

Dil. Konuşma dili. Lehçe. (Bak: Dil)

LİSAN : Ottoman Turkish

dil

LİSAN-ÂŞNÂ : Ottoman Turkish

f. Lisan bilir. Yabancı dil bilen

LİSAN-ÜN-NÂR : Ottoman Turkish

Ateşin alevi, ateşin parıltısı