Ottoman Turkish
LUL : Ottoman Turkish
(Luli) f. Utanmaz, hayasız ve namussuz kadın. * Nâzik ve zarif. * Şarkı söyleyip oynayan fahişe kadın
LULE : Ottoman Turkish
f. Çeşme, musluk gibi şeylere takılan küçük boru. * Lüle. Halka gibi dürülmüş şey
LURÎ : Ottoman Turkish
f. Cüzzâm veya miskinlik denilen hastalık. * Fare avlıyan bir kuş
LUSS : Ottoman Turkish
(C.: Lüsus-Elsâs) Hırsız, sârık
LUT : Ottoman Turkish
f. Tatlı yemekler. Lezzetli yiyecekler. * Çıplak
LUT (A.S.) : Ottoman Turkish
Hz. İbrahim'in kardeşi Harran oğlu Lut (A.S.) onunla beraber Bâbil diyarında Şam yakasına geçmişti. Sodom nahiyesine peygamber oldu. Bu nâhiyenin ahalisi ehl-i küfr ve fücur idi. Yolsuz giderlerdi ve hiçbir kavmin yapmadığı fuhşiyatı yapalardı. Hz. Lut, onları doğru yola dâvet etti, dinlemediler ve çok nasihat etti, kabul etmediler. Cenab-ı Hak da onların başına taş yağdırdı ve zelzele ile köylerinin altını üstüne getirdi. Cümlesi helâk oldu. Yalnız Lut (A.S.) ehl-i beytiyle geceleyin içlerinden çıkıp kurtuldu. (Kısas-ı Enbiya'dan)
LUT'E : Ottoman Turkish
Tutmaç aşı
LUTF : Ottoman Turkish
(Bak: Lütuf)
LUÇ : Ottoman Turkish
f. Şaşı
LÂ : Ottoman Turkish
"Arabçada kelimenin başında nefy edatı'dır. Cevap yerine veya yersiz inkârda kullanılır. ""Yoktur, değildir"" gibi. Mâzi fiilinin evvelinde bulunan Lâ, duâiye olur. Lâ zâle sıhhatehu: ""Sıhhati zâil olmasın"" sözündeki gibi. * Harf-i atıf da olur. Ve mâba'dını makabline nefyen rabt eder ve irabı da ona tâbi kılar. $ ""Şeref edeb iledir, neseb ile değildir"" sözündeki gibi. * Vav edatıyla beraber olursa, atıf edatı vav olur, lâ da nefyi te'kid eder."
LÂ : Ottoman Turkish
yoktur, hayır
LÂ VE NEAM : Ottoman Turkish
Hayır ve evet. (Daha çok, hiçbir fikir beyan edilmediği zamanlar kullanılır.)
LÂ YEZALÎ : Ottoman Turkish
Zevalsiz olana ait, sonu olmayanla ilgili
LÂ-YA'Nİ : Ottoman Turkish
Mânasız, boş
LÂ-YUGLEB : Ottoman Turkish
Yenilmez, mağlup olmaz
LÂAKAL : Ottoman Turkish
en azından
LÂALETTÂYİN : Ottoman Turkish
gelişigüzel
LÂBİS : Ottoman Turkish
giyinmiş
LÂBÜD : Ottoman Turkish
şüphesiz, kesin
LÂDİNÎ : Ottoman Turkish
din dışı, dinsiz
LÂEDRÎ : Ottoman Turkish
kendi varlığından bile şüphe eden felsefeci
LÂFZ : Ottoman Turkish
söz
LÂFZAİCELÂL : Ottoman Turkish
" ""Allah"" lafzı."
LÂFZEN : Ottoman Turkish
sözle
LÂFZİYE : Ottoman Turkish
sözle ilgili olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani