Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
LÂFZULLAH : Ottoman Turkish

" ""Allah"" lafzı."

LÂFZÎ : Ottoman Turkish

sözle ilgili

LÂFIGÜZÂF : Ottoman Turkish

oş söz

LÂFIZ : Ottoman Turkish

söz

LÂHAVLE : Ottoman Turkish

"(Lâhavle ve lâkuvvete illâ billâhil-aliyyil azim"" cümlesinin kısaltılmışı ki, ""Kuvvet ve kudret ancak Cenab-ı Allah'tadır."" meâlinde olup bir belâ ve tehlike esnasında veya sabrın tükendiğini açıklamak için söylenir."

LÂHAYR : Ottoman Turkish

Uğursuz, hayırsız

LÂHAYRE FİH : Ottoman Turkish

Bu işte hayır ve uğur yok

LÂHİKA : Ottoman Turkish

eklenen, katılan

LÂHUT : Ottoman Turkish

ilâhî âlem

LÂHUTÎ : Ottoman Turkish

ilâhî âlemle ilgili

LÂHIK : Ottoman Turkish

Yetişen, ulaşan, erişen. Eklenen, katılan. * Fık: Namaz başlangıcında imama uymuşken ayrılarak tekrar namaz bitmeden imama uyan

LÂHIK : Ottoman Turkish

ulaşan, eklenen

LÂHIKA : Ottoman Turkish

Ek, ilâve, katılan şey. Zeyl. Sonradan ilâve edilen, eklenen

LÂİK : Ottoman Turkish

dini olmayan, din dışı

LÂİLAÇ : Ottoman Turkish

Çâresiz, dermansız, imkânsız

LÂİM : Ottoman Turkish

(Lâime) Çekiştiren. Levmeden. Başkasını kötüleyen

LÂİME : Ottoman Turkish

(C.: Levâim) Çekiştirme, levmetme, kınama

LÂİN : Ottoman Turkish

Lânet eden. Lânetleyen. * Herkesin kınadığı

LÂİN : Ottoman Turkish

lânet eden

LÂKAB : Ottoman Turkish

lâkap, takma ad

LÂKAYD : Ottoman Turkish

Kayıtsız. Alâkasız. Karışmayan. Kıymet ve ehemmiyet vermeyen. Aldırış etmeyen

LÂKAYD : Ottoman Turkish

kayıtsız, ilgisiz

LÂKAYDANE : Ottoman Turkish

Kayıtsız ve alâkasızca. Mühimsemiyerek

LÂKAYDANE : Ottoman Turkish

kayıtsızca, ilgisizce

LÂKAYDÎ : Ottoman Turkish

Kayıtsızlık, ilgisizlik, alâkasızlık