Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
AZZ : Ottoman Turkish

Galib olmak. * Çok yağmur yağmak

AZZ-İ BENÂM : Ottoman Turkish

Parmak ısırma

AZZA' : Ottoman Turkish

Şiddet ve kıtlık yılı

AZZE : Ottoman Turkish

Aziz ve şânı büyük olsun, büyük ve aziz oldu (meâlinde)

AZZE : Ottoman Turkish

aziz oldu, şanı yüce oldu!

AZZE ENSÂRUH : Ottoman Turkish

Yardımı çok olsun. (Bu tabir, padişahlara ait dua yerinde olup eski fermanlarda geçer.)

AZZE VE CELLE : Ottoman Turkish

Aziz ve Celâl olsun, oldu... (meâlinde, Cenab-ı Hakkın isminden sonra hürmet maksadı ile söylenir.)

AZZET : Ottoman Turkish

Geyik buzağısı

AZÂB : Ottoman Turkish

eziyet, işkence

AZÂR-I DİL : Ottoman Turkish

Gönül kırıklığı

AZÂZE : Ottoman Turkish

Kuvvet. * Azamet, büyüklük. * Şiddet. * Azlık. * Gâlip olmak

AZÂZİL : Ottoman Turkish

şeytan

AZÎM : Ottoman Turkish

Azimet eden. Gidici

AZÎM : Ottoman Turkish

üyük

AZÎM-ÜŞ ŞÂN : Ottoman Turkish

Şânı büyük. Namı çok yüce

AZÎME : Ottoman Turkish

üyük

AZÎMET : Ottoman Turkish

dinî emirlere tam uyma

AZÎMÜŞŞÂN : Ottoman Turkish

şanı pek büyük

AZÎR : Ottoman Turkish

Biçilmiş olan ekinin tarlada satılması

AZÎZ : Ottoman Turkish

İzzetli. Çok izzetli. Sevgili. Çok nurlu. * Dost. * Şerif. * Nadir. * Dini dünyaya âlet etmeyen. * Sireti temiz. * Ermiş. Mânevi kudret ve kuvvet sahibi. * Mağlup edilmesi mümkün olmayan ve daima galib olan manasında Cenab-ı Hakk'ın bir ismidir. * Hristiyanlıkta kudsî kabul edilen daimî reis

AZÛF : Ottoman Turkish

Yiyecek, erzak. Azık

AZÛG : Ottoman Turkish

f. Kir, pas

AZÛK : Ottoman Turkish

İçi henüz olmamış fıstık yemişi

AZÛL : Ottoman Turkish

Çok azarlayan, çıkışan, paylıyan

AZÛMET : Ottoman Turkish

Eğlence. Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey