Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEBİ' : Ottoman Turkish

(Bey'. den) Satılmış şey

MEBİT : Ottoman Turkish

(Beyt. den) Geceleyin kalınacak yer. Geceliyecek yer

MEBİZ : Ottoman Turkish

(C.: Mebâyiz) Tıb: Yumurtalık

MEBKALE : Ottoman Turkish

(C: Mebâkıl) Sebzevat yetiştirilen yer

MEBLAĞ : Ottoman Turkish

Para, mevcud para miktarı. * Yetişmek

MEBLAĞ : Ottoman Turkish

tutar, miktar

MEBLEVLE (MİBVELE) : Ottoman Turkish

İçine bevledilen kap

MEBLU' : Ottoman Turkish

(Bel'. den) Yutulmuş

MEBLUL : Ottoman Turkish

Nemli, yaş. Islak, ıslanmış

MEBNA : Ottoman Turkish

Temel. Yapı yeri. * Üss-ül esas. Asıl ve esas

MEBNİ : Ottoman Turkish

Yapılmış. Kurulmuş. * Bir şeye dayanan. Nazar ve itibâr ve isnad olunarak. *
.. den dolayı... e binâen. * Gr: Son harfi harekesi değişmeyen kelime. Tasrife tâbi olmayan (fiil çekimine uğramıyan) kelime

MEBNÎ : Ottoman Turkish

kurulan, dayanan

MEBRADE : Ottoman Turkish

Soğukluk. * Soğukluk verecek zaman ve mekan

MEBREZ : Ottoman Turkish

Abdesthâne

MEBRUD : Ottoman Turkish

Soğuk, soğumuş

MEBRUK : Ottoman Turkish

Tebrike şâyeste kimse. Tebrike değer nesne

MEBRUR : Ottoman Turkish

Hayırlı. Makbul. Beğenilmiş. Sadık olmakla makbule geçmiş olan

MEBRUZ : Ottoman Turkish

Gösterilmiş, ibraz olunmuş. * Açılmış mektub

MEBSEM : Ottoman Turkish

(C: Mebâsim) Tebessüm etmek, hafif gülümsemek

MEBSUS : Ottoman Turkish

Dağılmış. Yayılmış. Herkesçe duyulmuş. şayi' olmuş

MEBSUT : Ottoman Turkish

Açılmış. Yayılmış. Serilmiş. * Mufassal. Etraflıca beyan olunan. Bast olunmuş. Uzun uzadıya anlatılmış

MEBSUTEN : Ottoman Turkish

Mebsut olarak

MEBSUTEN MÜTENASİB : Ottoman Turkish

"Birbirlerine nisbetli olan iki şeyden birinin artmasıyla, diğerinin de aynı nisbetle artması; veya eksilmesiyle diğerinin de eksilmesidir. Doğru orantılı."

MEBSÛT : Ottoman Turkish

genişleyen

MEBSÛTEN : Ottoman Turkish

genişleterek