Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MECLUB : Ottoman Turkish

Celbolunmuş. Çekilmiş. Kapılmış. * Tarafdarlığı kazanılmış kimse. * Aşık. Tutkun

MECLUBİYET : Ottoman Turkish

Tutkunluk, meclubluk

MECLÛB : Ottoman Turkish

çekilen, celbolunan

MECLÜVV : Ottoman Turkish

Parlak, cilâlı. Mücellâ

MECMA' : Ottoman Turkish

Toplanılacak yer. Kavuşulan yer

MECMA-İ ALEYH : Ottoman Turkish

Hakkında toplanılan, ittifak edilen, birleşilen şey

MECMA-ÜL EZDÂD : Ottoman Turkish

Zıtların toplandığı yer. * Mutlak hürriyet

MECMA-ÜL KÜLL : Ottoman Turkish

Hepsinin toplandığı yer

MECMA-I EKBER : Ottoman Turkish

En büyük toplanma yeri. Mahşer

MECMA-I HAKAİK : Ottoman Turkish

Hakikatlerin toplandığı yer. Hakikatlerin merkezi

MECMECE : Ottoman Turkish

Yazının karışık olması. * Kalbinde olanı demek isteyip, yine demeyip gizlemek

MECMEDE : Ottoman Turkish

Buzluk, karlık

MECMU' : Ottoman Turkish

Bütün, hepsi. Topluca. Yığılmış. Cem' olunmuş. Bir araya getirilmiş şey

MECMUA : Ottoman Turkish

Toplanıp biriktirilmiş, tertip ve tanzim edilmiş şeylerin hepsi. * Seçilmiş yazılardan meydana getirilen kitap. Risâle. * Kolleksiyon

MECMUA : Ottoman Turkish

yazılar topluluğu, dergi

MECMUAN : Ottoman Turkish

Toptan, birden, toplu olarak

MECMUAT-ÜL AHZAB : Ottoman Turkish

Şeyh Ahmed Ziyaeddin-i Gümüşhanevî'nin üç ciltlik bir duâ mecmuası

MECMUİYYET : Ottoman Turkish

Topluluk. Bütünlük. Tamlık

MECMÂ : Ottoman Turkish

toplanılan yer

MECMÛ : Ottoman Turkish

toplam

MECNEB : Ottoman Turkish

Çok şey

MECNUB : Ottoman Turkish

Güney rüzgârı yetişen kişi. * Akciğer zarı iltihabı olan kişi

MECNUN : Ottoman Turkish

Deli. Çılgın. * İnsanlara çok hususta uymayan. * Birini çok fazla sevip aklını kaçıran. Âşık

MECNUNANE : Ottoman Turkish

f. Delice, divanece. Mecnunlara ve delilere yakışır surette

MECNUNİYET : Ottoman Turkish

Delilik. Mecnunluk