Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEFTUNANE : Ottoman Turkish

Meftuncasına, kendinden geçmiş olarak, tutkuncasına. Şaşarak, hayrancasına

MEFTUNİYET : Ottoman Turkish

Tutkunluk. Aşıklık

MEFTUR : Ottoman Turkish

Füturlu, kederli, üzgün, bezgin

MEFTURANE : Ottoman Turkish

f. Bitkin bir halde, bezmişcesine

MEFTURİYET : Ottoman Turkish

Bıkkınlık, bitkinlik, bezginlik

MEFTUT : Ottoman Turkish

Ufalanmış, parça parça edilmiş, parçalanmış

MEFTÛN : Ottoman Turkish

tutkun, vurgun

MEFTÛNİYET : Ottoman Turkish

tutkunluk, vurgunluk

MEFTÛR : Ottoman Turkish

ezgin

MEFZA' : Ottoman Turkish

Korku. Korku yeri. * Sığınacak yer

MEFZAHA : Ottoman Turkish

Rezilliğe ve kepâzeliğe sebebiyet veren şey

MEFZUL : Ottoman Turkish

Üstün gelen. Fazla gelmiş olan

MEFZUR : Ottoman Turkish

Eskimiş. * Parçalanmış

MEFÂHİM : Ottoman Turkish

mefhumlar, kavramlar

MEFÂHİR : Ottoman Turkish

övünülecek şeyler

MEFÂSİD : Ottoman Turkish

ozguncular

MEFÎS : Ottoman Turkish

Kaçacak yer

MEFÛL : Ottoman Turkish

fiilden etkilenen

MEFÛLİYET : Ottoman Turkish

fiilden etkilenmişlik

MEGAD : Ottoman Turkish

"Bir ot cinsidir, ağaca sarmaşır çıkar; üzüm çubuğundan ince olur ve yaprağı uzun olur."

MEGAFİR : Ottoman Turkish

(Miğfer. C.) Miğferler. Eskiden muharebelerde başa giyilen demir başlıklar

MEGAFON : Ottoman Turkish

Sesi yükseltip büyüten alet

MEGAK : Ottoman Turkish

Mezar, kabir, çukur

MEGANİM : Ottoman Turkish

Ganimet malları. Harbde alınan mallar

MEGAVİL : Ottoman Turkish

(Migvel. C.) Hançerler. Ufak ve ince kılınçlar