Ottoman Turkish
BANG-İ NEMAZ : Ottoman Turkish
f. Ezan
BANİ : Ottoman Turkish
Kurucu. Yapan. Yapıcı. Yaptırıcı. Binâ eden
BANKA : Ottoman Turkish
"İtl. Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlerini gören ticari kuruluş.Faiz dinimizde günahtır. Bankalar dar gelirlilerin paralarını faiz karşılığı toplar, zenginlere daha yüksek faizle verir. Bunlar dar gelirlilerin tasarruf ettikleri paralarla bir iş yeri açar, bir mal üretir ve bu malın fiatına, ödedikleri faizi de ekliyerek paranın asıl sahibine satarlar. Böylece bankada faiz karşılığı para yatıran dar gelirliler, kendi paralarıyla üretilen bu malları satın almakla kendi aldıkları faizden daha fazlasını yani zenginin bankaya ödediği faizi ödemiş olurlar. Hem bankacıyı, hem banka ile iş yapan ticaret erbabını kendi paralarıyla çalışmadan zengin etmiş, fiatlarını yükseltmesine ve dar gelirlilerin zulme uğramasına âlet olmuş olurlar.İslâma uygun olan; iş ortaklığıdır. İş adamı paralarını kullandığı insanları, paraları ölçüsünde işine ortak yapmalı, kârını da zararını da buna göre bölüşmelidir. Böyle olursa hem fiatlar yükselmez, hem de bir kısım insanlar zenginleşirken, diğerleri fakirleşmez."
BANKER : Ottoman Turkish
Fr. Çok zengin kimse. Büyük sarraf
BANKET : Ottoman Turkish
Bir otomobili uçtan uca kaplayan ve tek parçadan ibaret olan oturacak yer. * Karayollarında asfaltın her iki yanındaki balastlı kısım
BANKİZ : Ottoman Turkish
Kutub bölgelerinde deniz suyunun donmasıyla meydana gelen buzların tamamı. Bunlar ençok Kuzey Buz Denizinde görülürler
BANKNOT : Ottoman Turkish
lira mânâsında para birimi
BANKINOT : Ottoman Turkish
(Banknot) ing. Kâğıt para
BANLİYÖ : Ottoman Turkish
Fr. Bir şehrin yakın çevresinde bulunan mahalle ve yerleşme yerleri
BANT : Ottoman Turkish
(Band) Fr. Ensiz, uzun zarf
BANYOL : Ottoman Turkish
"Bu kelime; zindan, hapishâne mânâlarında kullanılırdı. Buraya katiller, hırsızlar ve beylik esirlerin satışa yaramıyanları konurdu."
BANÛC : Ottoman Turkish
f. Salıncak
BAR-BER : Ottoman Turkish
f. Hamal, yük taşıyan kimse
BAR-BERDAR : Ottoman Turkish
f. Sabırlı, tahammüllü. * Yük kaldıran. * Hamal
BAR-DAR : Ottoman Turkish
f. Yüklenmiş, yüklü. * Gebe olan
BAR-HANE : Ottoman Turkish
f. Yük yeri, yüklük. * Yolcu eşyası indirilecek ve saklanacak yer
BAR-KEŞ : Ottoman Turkish
f. Hamal, yük taşıyan. * Mütehammil, tahammül eden, sabırlı
BAR-MEND : Ottoman Turkish
f. Yemiş veren, yemişli ağaç
BAR-NAME : Ottoman Turkish
f. Eşya, yük pusulası
BAR-SENC : Ottoman Turkish
f. Yük tartan, dirhem
BAR-VER : Ottoman Turkish
f. Yemiş veren, meyvedar, verimli, meyve verici. * Mc: Faydalı, faydayı mucib, iyi netice veren. Yararlı
BARAJ : Ottoman Turkish
Fr. Bir akarsuyun akışına mâni olmak için yapılan set
BARAKA : Ottoman Turkish
İtl. Temelsiz küçük yapı
BARAKLİT : Ottoman Turkish
(Bak: Faraklit)
BARAS : Ottoman Turkish
Tedavi edilmesi mümkün olmayan ve vücutta beyaz lekeler meydana getiren bir hastalık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani