Ottoman Turkish
ACULİYET : Ottoman Turkish
acelecilik
ACULÂNE : Ottoman Turkish
Acele edene yakışır suretde
ACUR : Ottoman Turkish
Kabakgillerden bir hıyar cinsi. Üstü hafif olukludur. Bazıları tüylüce olur
ACUZ(E) : Ottoman Turkish
Çok yaşlı kadın. Kocakarı. * Kılıç. * Şarap. * Sırtlan
ACUZE-İ ŞEMTA : Ottoman Turkish
Saçı ağarmış kocakarı
ACV : Ottoman Turkish
Çocuğa süt içirmek
ACVE(T) : Ottoman Turkish
Medine-i Münevvere hurmalarından bir çeşit, iyi hurma
ACZ : Ottoman Turkish
"Beceriksizlik. İktidarsızlık. Kuvvetsizlik. Güçsüzlük. Yapamamak. * Zarardan korunmak gücünün olmaması. * Bir şeyin geri tarafı. (İnsandaki kusur sonsuz olduğu gibi, acz, fakr ve ihtiyacına da nihayet yoktur. İnsana tevdi edilen açlık ile nimetlerin lezzetleri tebârüz ettiği gibi: İnsandaki kusur, kemalat-ı Sübhâniyye derecelerine bir mirsaddır. İnsandaki fakr, gına-i rahmetin derecesine bir mikyastır. İnsandaki acz, kudret ve kibriyâsına bir mizandır. İnsandaki tenevvü-ü hâcat, envâ-ı niam ve ihsanatına bir merdivendir. Öyle ise fıtratından gaye ubudiyettir. Ubudiyet ise, dergah-ı izzetine kusurlarını ""Estağfirullah"" ve ""Sübhânallah"" ile ilan etmektir. M.N.)"
ACZ : Ottoman Turkish
güçsüzlük
ACZ-ALUD : Ottoman Turkish
f. Âcizlik, kuvvetsizlik, güçsüzlük
ACZ-MEND : Ottoman Turkish
Acizlik, mahviyet sâhibi
ACZ-MENDÎ : Ottoman Turkish
f. Âcizlik, iktidarsızlık. Fakr
ACZA' : Ottoman Turkish
Dübürü büyük kadın. * Kumdan yığılmış yüksek tepe
ACZE : Ottoman Turkish
(C.: Acâyiz) Her nesnenin sonu. * Kadın dübürü
ACZÂLÛD : Ottoman Turkish
güçsüzlükle karışık
ACÂİB-İ SEB'A-İ ÂLEM : Ottoman Turkish
Dünyanın yedi tane şaşılacak, acaib şeyi. (Çin seddi bunlardan biridir.)
ACÎB : Ottoman Turkish
Şaşılan ve hayret uyandıran şey. Benzeri görülmeyen. Garib. Taaccüb olunan şey
ACÎB : Ottoman Turkish
enzeri görülmeyen, şaşırtıcı
ACÎBE : Ottoman Turkish
Alışılmış surette olmayan. Çok hârika. Acib ve garip, hayret verici, şaşılacak şey
ACÛBE : Ottoman Turkish
şaşılacak şey
ACÛZE : Ottoman Turkish
güçsüz kocakarı
ACÜR : Ottoman Turkish
Yoğunluk, semizlik, besililik. * Yoğun. * Her nesnenin hacmi ve cüssesi olmak
ACÜRÎ : Ottoman Turkish
Kiremitçi, tuğlacı
ACÜS : Ottoman Turkish
Almak, kabzetmek. * Gecenin sonu
ACÜZ : Ottoman Turkish
(C.: Acâz) her nesnenin dibi, kökü ve sonu. * Yay kabzası
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani