Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BATTAL : Ottoman Turkish

Boş. Hükümsüz. * İşsiz. * Metrûk. Kullanılmaz. olan. * Bâtıl. Mensuh ve mefsuh. * Faydasız. * Pek büyük. Hantal

BATTAL : Ottoman Turkish

işsiz, çürük, kullanılmaz

BATTALİYE : Ottoman Turkish

(Battal. dan) Eskiden, işi bitmiş olan resmi kağıtların konduğu torbaya denirdi

BATÂLET : Ottoman Turkish

işsizlik, durgunluk

BATÎ : Ottoman Turkish

Ağır hareketli. Ağır. Yavaştan

BATÎ-ÜL HAREKE : Ottoman Turkish

Davranış ve hareketi ağır

BATÎ-ÜL HAZM : Ottoman Turkish

Sindirimi güç, hazmi zor

BATIL : Ottoman Turkish

"Hakikatsız, hurafe. Hak ve doğru olmayan, yalan. Şartlarını yapmamakla kabul olmayan ibadet ve muâmele. Meselâ: Bir özür bulunmaksızın taharetsiz kılınan namaz gibi. (Bak: Fasid)(Bir bayram akşamı, gökte ay ve hilâli arıyanlar içinde, ihtiyar bir zat da bulunur. Bu zat, gökteki hilâli görmek için bütün kasıd ve dikkatiyle nazarını göğe tevcih edip, hilâli araştırmakla meşgul iken, gözünün kirpiklerinden uzanan ve gözünün hadakası üzerine eğilen beyaz bir kıl, nasılsa gözüne ilişir. O zat, derhâl
""Hilâli gördüm.""der, ""İşte bu gördüğüm aydır."" diye hükmeder.İşte sathî ve dikkatsiz nazarlar bu gibi hatalara düştükleri gibi, yüksek bir cevhere ve mükerrem bir mahiyete mâlik olan insan, kasdı ve dikkati ile daima hak ve hakikatı ararken, bazan sathî ve dikkatsiz bir nazarla bâtıla bakar. O bâtıl da; ihtiyarsız, talebsiz, davetsiz fikrine gelir. Fikri de, çâr nâçâr alır saklar; yavaş yavaş kabul ve tasdikine mazhar olur. Fakat onun o bâtılı kabul ve tasdiki, bütün hikmetlerin mercii olan nizam-ı âlemden gaflet etmesinden ve madde ile hareketinin ezeliyete zıd olduğuna körlük gösterdiğinden ileri gelmiştir ki, şu garip nakışları ve acib san'at eserlerini esbab-ı câmideye isnad etmek mecburiyetiyle o dalâletlere düşmüşlerdir. İ.İ.)"

BATIN : Ottoman Turkish

iç, iç yüz, gizli, sır

BATINİYYE : Ottoman Turkish

"Kur'an-ı Kerim'deki âyetlerin ve hadis-i şeriflerin zâhir ve âşikâr mânalarından ayrılarak, usûlsüz ve yanlış te'viller ile âyet ve hadislerin gizli ve sırlı mânalarını bulmak iddiasında olan sapık bir tarikat ve buna bağlı olanlar.Esasen âyet ve hadislerin ince, derin ve küllî mânalarını tefsir ve te'vil ile keşfedip bulmak vardır. Fakat zâhir mânaları ve bunlardan çıkan kat'i hükümleri esas almak ve bunlara aykırı olmamak ve şeriattaki ve tefsir ilmindeki usûle uygun olmak gibi şartlara riâyet etmekle makbul olur.O.T.D. Sözlüğünde bu hususta şu malûmat verilmiştir: Bâtınîlere, muhtelif vesileler ile verilmiş olan isimler şunlardır
Karamıta,
Saibiye,
İsmailiye,
Mübarekiye,
Bâbekiye.Bunlardan başka Bâtınîlere; hakikatın, yalnız Mâsum İmamın talimi ile öğrenilebileceği iddialarından dolayı Talimiye; dini mahremata riayet etmedikleri için İbahiye vs. isimleri de verilmiştir. Tohumu İbni Sebe tarafından atılmış olup Abbasilerden Mutasım zamanında yaşıyan Ehvaz'lı Meymun tarafından filizlendirilen Bâtıniye mezhebine en evvel, takiyyeyi terk ile alenen davet eden Muhammed Ali Berkaî'dir. (Hicri
255)"

BATINÎ : Ottoman Turkish

İçe ait olan. Dış görünüşe ve zâhire dâir olmayan. Bâtına mensub ve müteallik. Dâhili ve manevi meselelere âit. * Tas: Bâtiniyyeden olan

BATŞ : Ottoman Turkish

Şiddetle tutup kapma. Kuvvet. Şiddet. * Hastalık geçtikten sonraki zayıflık

BAVER : Ottoman Turkish

f. Sağlam. Pek doğru. * Tasdik, inanma. Razı olma

BAY : Ottoman Turkish

f. Bey. Mir. Emir. Zengin

BAY : Ottoman Turkish

zengin

BAY U GEDA : Ottoman Turkish

Zengin ve fakir

BAYESTE : Ottoman Turkish

f. Lüzumlu, gerekli, zaruri

BAYEZİD-İ BİSTAMÎ : Ottoman Turkish

(Hi:
261) Ehl-i Sünnet ve Cemâatın büyük âlimlerinden ve büyük evliyadandır. İran'ın Bistam şehrinde doğmuştur. Künyesi, Ebu Yezid Tayfur bin İsa El-Bistamî'dir. Cafer-i Sâdık Radıyallahü Anhu'dan kırk sene sonra dünyaya gelmiş ve ondan üveysî olarak feyz almıştır. Mücerret bir hayat geçirmiştir. (K.Sırruhu)

BAYGAN : Ottoman Turkish

f. Muhafız, koruyucu, bekçi

BAYİ' : Ottoman Turkish

Satıcı. Mal satan

BAYİCE : Ottoman Turkish

(C.: Bevâyic) Belâ, mihnet, zahmet, âfet, dâhiye

BAYİN : Ottoman Turkish

(Beyn. den) Aralayıcı. Ayıran. Ayırıcı

BAYİR : Ottoman Turkish

Sürülmemiş, açılmamış, sert, ham toprak

BAYKAL : Ottoman Turkish

Asya Türk ülkelerinde bulunan yaban kısrağı

BAYKAR : Ottoman Turkish

Çulha, bez ve kumaş dokuyan