Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BAYKARA : Ottoman Turkish

Helâk olma, mahvolma. * Böbürlene böbürlene sallanarak yürüme. * Malı çok olma. * Yırtıcı bir kuş

BAYRAK : Ottoman Turkish

Devletin belirli alâmetlerini hâvi ve belirli renklerde kare veya dikdörtgen şeklinde yapılmış olan bez. Sancak, alem

BAYRAKDAR : Ottoman Turkish

f. Alemdar, bayrak taşıyan asker. * Bir kabile veya cemaatın başı, reisi

BAYRAKDÂR : Ottoman Turkish

ayrak taşıyan, lider

BAYRAM : Ottoman Turkish

Bir dinde mübarek addolunan gün

BAYRAMİYYE : Ottoman Turkish

Hacı Bayram-ı Veli tarafından
yüzyılın sonlarında Ankara'da kurulan bir tarikattır

BAYSUNGUR : Ottoman Turkish

Şahin cinsinden olan yırtıcı bir kuş

BAYTAR : Ottoman Turkish

Hayvan tedavicisi, veteriner

BAYTAR : Ottoman Turkish

veteriner

BAYTARA : Ottoman Turkish

Hayvan hekimliği, baytarlık

BAYZAR : Ottoman Turkish

Sövme, sövüp sayma. * Rahmin başlangıcındaki et parçası

BAYINDIR : Ottoman Turkish

Mamur, şenlikli. * Bir Oğuz oymağının ve Akkoyunlu hanedânının ismi

BAYIR : Ottoman Turkish

Az inişli yer. Fazla yokuş olmayan yer

BAYIZ : Ottoman Turkish

(Beyzâ. dan) Yumurtlayıcı, yumurtlayan

BAZ : Ottoman Turkish

"f. Yeniden, tekrar oynatan, oynayan, geri ve arka tarafa doğru... gibi manalara gelir. Kelimenin sonuna veya baş tarafına getirilerek kullanılan bir ""ek"" dir. Meselâ: Ateşbâz
Ateşle oynayan."

BAZ-GEŞT : Ottoman Turkish

f. Geri dönme. * Pişmanlık, pişman olma, nedamet. * Gerileme. Çöküş

BAZ-GÜŞA : Ottoman Turkish

f. İnsandaki ayırdetme kuvveti

BAZAK : Ottoman Turkish

Üzüm sıkıntısı. (Kaynatıp koyarlar ve köpüklenir.)

BAZAR : Ottoman Turkish

f. Alış-veriş. Ahz ü itâ. * Alış-veriş yeri. Pazar. Üstü açık yer ki, hergün veya belirli günlerde herkes satacağını oraya çıkarıp pazarlıkla veya açık artırmayla satar. * Fiat kararlaştırılıp alış-verişte uyuşmak için yapılan konuşma veya çekişme, pazarlık

BAZENDE : Ottoman Turkish

f. Oynıyan, oynayıcı

BAZENDE-ZEBAN : Ottoman Turkish

f. Boş boğaz, geveze, çok konuşan

BAZGÛN(E) : Ottoman Turkish

f. Uğursuz. * Ters, başaşağı

BAZİGEDE : Ottoman Turkish

f. Oyun yeri, eğlence yeri

BAZİGER : Ottoman Turkish

f. Oynayan, rakseden, köçek

BAZİGÂH : Ottoman Turkish

f. Eğlence yeri, oyun yeri