Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BEGÜN : Ottoman Turkish

et!

BEHA : Ottoman Turkish

Gökçek olmak, şirin ve lâtif olmak

BEHACET : Ottoman Turkish

Güzellik. Güzel yüzlü olma

BEHAK : Ottoman Turkish

İnsanın derisinde pul pul beyazlık ve alaca bir renk peyda eden bir çeşik hastalık

BEHAMİN : Ottoman Turkish

f. Bahar mevsimi

BEHANET : Ottoman Turkish

Nefesi iyi ve lâtif olan kadın

BEHAS : Ottoman Turkish

Susama

BEHATT : Ottoman Turkish

Sütlaç, süt lapası

BEHBEHAN : Ottoman Turkish

Papağan, tûti kuşu

BEHBEHÎ : Ottoman Turkish

Etli ve gövdeli, kişi. Bahadır, yiğit, kahraman

BEHBUD : Ottoman Turkish

f. Sağlık, sıhhat, sağlamlık, iyilik

BEHC : Ottoman Turkish

Her zaman neşeli olma. Birisini şâd ve mesrur etme, sevindirme. * Güzellik, hüsn

BEHCET : Ottoman Turkish

Sevinç. Güleryüzlülük. Güzellik, şirinlik

BEHCET : Ottoman Turkish

güleryüzlülük, şenlik, güzellik

BEHDEL : Ottoman Turkish

Sırtlan yavrusu. * Erkeğin memelerinin büyük olması

BEHEM-BER-ÂMEDEN : Ottoman Turkish

"f. Toplanmak, cem olmak, birikme. * Mc: Kızmak, sinirlenmek, asabileşmek, müteessir olmak. (""Behemâmeden"" de denir.)"

BEHEMEHAL : Ottoman Turkish

f. İster istemez. Mutlaka. Her halde

BEHEMEHÂL : Ottoman Turkish

her halde, ister istemez

BEHEMZEDE : Ottoman Turkish

f. Topluluğu dağıtmış, cemiyeti bozmuş

BEHER : Ottoman Turkish

f. Her, her bir, herbirisine

BEHER : Ottoman Turkish

her bir

BEHER-HAL : Ottoman Turkish

f. Mutlaka, her hâlde

BEHET : Ottoman Turkish

f. Sütlaç. Süt lapası. * Pirinç unu ile pişirilen ve Me'muniye adı verilen helva

BEHETTA : Ottoman Turkish

Pirinç çorbası. * Sütlü pirinç yemeği

BEHİ : Ottoman Turkish

Şirin, lâtif, gökçek. (Bak: Behiye)