Ottoman Turkish
BERGAMOT : Ottoman Turkish
Turunçgillerden bir ağaç ve bu ağacın meyvesi. Meyvenin kabuğundan güzel kokulu bir esans da çıkarılır
BERGAŞ : Ottoman Turkish
(C.: Berâgiş) Sivrisinek. * Tahta biti
BERGAŞTE : Ottoman Turkish
f. Yüz çevirmiş
BERGERDE : Ottoman Turkish
f. Hatırda tutulmuş, ezberlenmiş, hıfzedilmiş
BERGEŞİDE : Ottoman Turkish
f. Sıyrılmış, çekilmiş. * Tartılmış
BERGEŞTE : Ottoman Turkish
f. Tersine dönmüş. Yüz çevirmiş. Mâkûs
BERGEŞTE-HÂL : Ottoman Turkish
f. İşi bozulmuş, geçimi güçleşmiş, düşkün
BERGRİFTEN : Ottoman Turkish
f. Ayırmak. Kaldırmak. Gidermek
BERGÜZAR : Ottoman Turkish
f. Hatırlatmak için armağan, hediye vermek
BERGÜZİDE : Ottoman Turkish
f. Seçkin. Seçilmiş
BERGÜZÂR : Ottoman Turkish
hatırlanmak için hediye verme
BERGÜZÎDE : Ottoman Turkish
seçkin, seçilmiş
BERH : Ottoman Turkish
şiddet, eziyet, meşakkat, zorluk, zahmet
BERHABE : Ottoman Turkish
Minder. Döşek, yatak. * Aynı döşek veya yatakda beraber yatılan kimse
BERHAM : Ottoman Turkish
Yahudi ismi
BERHAST(E) : Ottoman Turkish
f. Ayaklanmış, kalkmış
BERHAVA : Ottoman Turkish
(Berhevâ) f. Boş, faydasız. * Havaya uçurulmuş. Havaya gitmiş
BERHAVA : Ottoman Turkish
oşa gitme
BERHAY : Ottoman Turkish
Yaramaz, haylaz
BERHAYAT : Ottoman Turkish
f. Yaşayan. Hayat üzere olan
BERHAYAT : Ottoman Turkish
yaşayan
BERHE : Ottoman Turkish
Müddet, an, zaman
BERHEM : Ottoman Turkish
f. Karışık, çapraşık. * Toplu, birlikte, berâber
BERHEM-ZEDE : Ottoman Turkish
f. Karmakarışık, altı üstüne getirilmiş
BERHEM-ZEN : Ottoman Turkish
f. Karmakarışık eden, altını üstüne getiren
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani