Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
BERM : Ottoman Turkish

f. Hıfzetme, hatırda tutma, ezberleme

BERMAH(E) : Ottoman Turkish

f. Burgu, matkab

BERMAL : Ottoman Turkish

f. Zirve, dağ tepesi. Dağın üstü, en yüksek yeri

BERMU'TAD : Ottoman Turkish

f. Her zamanki gibi. Âdet olduğu üzere, alışıldığı gibi

BERMURAD : Ottoman Turkish

f. Emeline kavuşan, arzusu yerine gelen, dileğine eren

BERNA : Ottoman Turkish

f. Delikanlı, yiğit, genç

BERNAME : Ottoman Turkish

f. Mektub başlığı. * Zarfın üzerindeki adres. * Fihrist

BERNİK : Ottoman Turkish

Su aygırı

BERNİYE : Ottoman Turkish

(C.: Berâni) Büyük küp. * Küçük horoz. * Bir hurma cinsi

BERNİŞ : Ottoman Turkish

f. Romatizma ağrısı, mafsal sancısı. * Karın ağrısı, sancısı

BERNÛN : Ottoman Turkish

f. İnce tül. Çok ince ipek kumaş

BERPA : Ottoman Turkish

f. Ayakta, ayak üzerinde, dik

BERR : Ottoman Turkish

(C.: Ebrâr) Va'dinde sâdık. Sözünde duran. Muhsin. Keremkâr. * Nimetleri herkese, umuma ihsan eden. * Gerçeklik, sıdk. * Susuz, kuru yerler. * Toprak. Yeryüzü, yer

BERR : Ottoman Turkish

yer, toprak, kara

BERR-İ ATİK : Ottoman Turkish

Eski karalar. Asya, Avrupa ve Afrika

BERR-İ CEDİD : Ottoman Turkish

Yeni karalar. Amerika ve Avusturalya

BERRADE : Ottoman Turkish

Suyu soğutmaya ait kap, buzdolabı, karlık. * Bardak asacak yer

BERRAH : Ottoman Turkish

Sahra, çöl. * Zeval, sona ermek. * Gitmek, zehab

BERRAK : Ottoman Turkish

Nurlu, pek parlak. * Bulanık olmayan, duru, açık, saf

BERRAK : Ottoman Turkish

duru, safi, arı

BERRAN : Ottoman Turkish

f. Kesen, kesici, keskin

BERRANÎ : Ottoman Turkish

(Berr. den) Sahra ve kıra ait. Yabani. * Hâricî, zâhirî. * Şer'î hükümlere uymayan

BERRAT : Ottoman Turkish

Bıçkı. * Törpü

BERREN : Ottoman Turkish

Karadan, kara yoluyla

BERRİYE : Ottoman Turkish

Toprağa âit. * Çöl. Beyaban. Sahra. * Kara askeri. Piyade