Ottoman Turkish
BİRAD : Ottoman Turkish
f. İhtiyar, pir. Dermansız, güçsüz kimse
BİRADER : Ottoman Turkish
(Berâder) f. Kardeş
BİRADER-İ MANEVÎ : Ottoman Turkish
Din veya âhiret kardeşi
BİRADER-İ RIDAÎ : Ottoman Turkish
Süt kardeşi
BİRADERANE : Ottoman Turkish
f. Dostça, kardeşçe
BİRADERZADE : Ottoman Turkish
f. Kardeş oğlu. (Yeğen: Kızkardeşin oğludur.)
BİRADERÎ : Ottoman Turkish
f. Kardeşle ilgili. Kardeşlik
BİRAK : Ottoman Turkish
Cennet merkeplerinden bir bineğin adı
BİRAN(E) : Ottoman Turkish
f. Viran, harab, yıkık, dökük, eski
BİRASTE : Ottoman Turkish
f. Budanmış ağaç. Fazla dalları kesilmiş ağaç
BİRAZ : Ottoman Turkish
Karşı karşıya kavga etme. Savaşa atılma
BİRBAS : Ottoman Turkish
Derin kuyu
BİRCİS : Ottoman Turkish
Sütlü Deve. Müşteri yıldızı
BİRE'SİHİ : Ottoman Turkish
Kendi başına, bizzat
BİRİG : Ottoman Turkish
f. Üzüm salkımı
BİRİNC : Ottoman Turkish
f. Bir hububat cinsi olan pirinç. * Pilav. * Pirinç madeni
BİRİŞTE : Ottoman Turkish
f. Kızartılmış
BİRKAŞ : Ottoman Turkish
(C.: Berâkış) Serçeye benzer bir küçük kuşun adı
BİRKÎL : Ottoman Turkish
Tüfek. * Zemberek adı verilen bir savaş aleti
BİRLEME : Ottoman Turkish
(Bak: Tevhid)
BİRNAS : Ottoman Turkish
Derin kuyu
BİRNİS : Ottoman Turkish
f. At kestanesi
BİRR : Ottoman Turkish
Temizlik. * Günahtan çekinmek. * Takvâ. * İn'âm ve ihsan etme. * Amel-i sâlih, iyi amel. * Koyunu sevketmek. * Gönül, kalb. * Tilki yavrusu. * Fâre
BİRR : Ottoman Turkish
temizlik, iyilik
BİRS : Ottoman Turkish
Pamuk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani