Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TİMSÂL : Ottoman Turkish

sembol, model

TİMTAM : Ottoman Turkish

"Dilini ""te"" harfine alıştırmış olan kimse."

TİMŞEK : Ottoman Turkish

İç mest üstüne vurulan parça, yapılan yama

TİNAE : Ottoman Turkish

Mukimlik, ikamet etmeklik. Ayakta durmak

TİNAVE : Ottoman Turkish

Müzakereyi terketmek. Görüşmeyi bırakmak

TİNBAL : Ottoman Turkish

Kısa, bodur kimse

TİNNÎN : Ottoman Turkish

Büyük yılan, ejder, ejderha. * Koz: Gökte yedi burc boyunca uzanan hafif beyazlık. * Ejderha burcu. Semânın şimal yarım küresinde Küçük Ayı burcunu etrafından saran, kıvrılıp bir yıldız dörtgeni ile nihayet bulan bir burç

TİNNÎN : Ottoman Turkish

üyük yılan

TİNNÎN-İ FELEK : Ottoman Turkish

Saman yolu, hacılar yolu. Gökteki husuf ve küsuf mevkileri olan iki düğüm

TİNNÎNEYN : Ottoman Turkish

"İki yılan. Mc: İki yılana benzetilen güneş ve ayın medârının farazî kavisleri.(Derecât-ı şemsiye medarı olan ""mıntıkat-ül büruc"" tabir ettikleri daire-yi azime, menazil-i Kameriyenin medarı bulunan mâil-i Kamer dairesi, birbiri üstüne geçmekle o iki daire, her birisi iki kavis şeklini vermiş. O iki kavise Felekiyyun uleması lâtif bir teşbih ile büyük iki yılan nâmı olan tinnîneyn namını vermişler. L.)"

TİNNÎNEYN : Ottoman Turkish

iki büyük yılan

TİNNÜ : Ottoman Turkish

Beraberlik, eşitlik

TİP : Ottoman Turkish

t. Benzerlerinin ana vasıfları kendinde görülen ideal örnek, misal

TİP : Ottoman Turkish

örnek, nümune

TİPİK : Ottoman Turkish

t. Nümune, örnek olarak. Benzer

TİR : Ottoman Turkish

f. Ok

TİR'ABE : Ottoman Turkish

Deve hörgücü

TİRAMOLA : Ottoman Turkish

İtl. Halat çekme

TİRASE : Ottoman Turkish

(Türs. C.) Ask: Kalkanlar

TİRAŞ : Ottoman Turkish

f. Tıraş. * Üst taraftan yontarak düzelten. * Üst taraftan düz olarak yontma

TİRAŞİDE : Ottoman Turkish

f. Tıraş olmuş, tıraş edilmiş. * Yontulmuş, düzleştirilmiş

TİRB : Ottoman Turkish

(C.: Tirâb-Etrâb) Anasından saçlı ve dişli doğan oğlan. * Yaşta diğerine eşit olan nesne. * Lezzet

TİRBAN : Ottoman Turkish

(Türâb. C.) Topraklar

TİRDAN : Ottoman Turkish

f. Ok mahfazası, sadak

TİRE : Ottoman Turkish

f. Karanlık. Bulanık