Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TUNB : Ottoman Turkish

Nâhiye, cânip, taraf, yön

TUNBURANİ : Ottoman Turkish

(Tunburâni) Tanbur çalan

TUNİ : Ottoman Turkish

f. Sefih, alçak, rezil. * Külhanbeyi. * Hırsız

TUNUB : Ottoman Turkish

(C.: Etnâb) Ağaç kökleri. * Gövdenin siniri. * Süngü eğriliği. * Çadır ipleri

TUR : Ottoman Turkish

Dağ. * Had ve mikdar

TUR SURESİ : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'in
Suresidir. Mekkîdir

TUR-U SİNA : Ottoman Turkish

(Bak: Sina)

TURA : Ottoman Turkish

(Aslı: Tuğra) t. Topuz gibi yapılmış mendil, kuşak gibi oyun âleti. Kös, davul, trampet gibi şeylere vurmaya mahsus ip veya çomak. * Kamçı, örme kırbaç. * Demet, bağ, paket. (Bak: Turra)

TURAB : Ottoman Turkish

Toprak, toz

TURAME : Ottoman Turkish

Dişte olan kamaşma

TURAN : Ottoman Turkish

"Eski İranlılar tarafından Türkistan ve Tataristan taraflarına verilen isimdir. Turan, eskidenberi Türklerin oturduğu yerlere denirdi. ""Türk"" ile ""Tur"" kelimeleri arasındaki benzerlik de bu iki ismin bir asıldan ibaret olduğunu gösteriyor."

TURBUŞ : Ottoman Turkish

Takke, külah. Başa giyilen örtü. Fes

TURFANDA : Ottoman Turkish

Mevsiminden önce yetiştirilen meyve veya sebze

TURFE : Ottoman Turkish

Görülmemiş, tuhaf, yeni şey. Şaşılacak şey

TURFE-KÂR : Ottoman Turkish

f. Garip şeylerle uğraşan. Şaşılacak şeyler yapan

TURGUL : Ottoman Turkish

Çil kuşuna benzer bir kuş

TURHAN : Ottoman Turkish

"Rum subaylarından beş bin neferin zâbiti (On bin olsa ""patrik"" derler.)"

TURKA : Ottoman Turkish

Bir kere

TURMUK : Ottoman Turkish

Yarasa kuşu

TURMUS : Ottoman Turkish

Zayıf. * Kül içinde pişen ekmek

TURRA : Ottoman Turkish

(Tuğra) Mühür. Pâdişah damgası. Pâdişahın imzası. * Kumaşın etrafındaki nişan ve işaret. Kumaşta ipekten çevrilen kenar. * Herşeyin ucu ve kenarı. * Alındaki saç. Tura

TURRA : Ottoman Turkish

tuğra, padişah imzası

TURS : Ottoman Turkish

Kuvvet

TURSUS (TURSUN) : Ottoman Turkish

(C.: Tarâsis) Kalkan denilen dikenli ot

TURTUBE : Ottoman Turkish

Akçe