Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TÂKATGÜDAZ : Ottoman Turkish

f. Tâkati kaldıran, gücü kuvveti eriten, mahveden

TÂKATŞİKEN : Ottoman Turkish

f. Tâkati tüketen

TÂKİB : Ottoman Turkish

izleme

TÂKİBÂT : Ottoman Turkish

takipler, izlemeler

TÂKIYYE : Ottoman Turkish

Takke

TÂKIYYE-DUZ : Ottoman Turkish

f. Takkeci, takke diken

TÂLİ : Ottoman Turkish

kısmet, talih

TÂLİA : Ottoman Turkish

öncü, kılavuz

TÂLİB : Ottoman Turkish

isteyen, istekli

TÂLİKAN : Ottoman Turkish

askıya alarak, bekleterek

TÂLİKÂT : Ottoman Turkish

kitap okurken hatıra gelen mânâları not ederek yazılan eser

TÂLİL : Ottoman Turkish

sebeplendirme, sebep gösterme

TÂLİM : Ottoman Turkish

öğretme, alıştırma

TÂLİMGÂH : Ottoman Turkish

talim yeri

TÂLİMHÂNE : Ottoman Turkish

öğrenme evi

TÂLİMİESMA : Ottoman Turkish

isimleri öğretme

TÂLİMÂT : Ottoman Turkish

talimler, öğretmeler, idmanlar, emirler

TÂLÂN : Ottoman Turkish

çapul, yağma

TÂLÎ : Ottoman Turkish

ikinci derecede

TÂMİM : Ottoman Turkish

genelleştirme, genelge

TÂMME : Ottoman Turkish

tam, bütün

TÂMMEN : Ottoman Turkish

tam olarak

TÂN : Ottoman Turkish

yerme, ayıplama

TÂNİF : Ottoman Turkish

şiddetle azarlama

TÂR : Ottoman Turkish

f. Karanlık. * Tel. Saç teli. * Tepe. * İplik