Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TÛLÂ : Ottoman Turkish

çok uzun

TÛR : Ottoman Turkish

dağ

TÛTİ : Ottoman Turkish

papağan

TÜBBA' : Ottoman Turkish

Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bi'setten evvel geleceğini haber veren ve şiiri ile imanını ilân eden bir Yemen Meliki. * Câhiliyetten evvel Yemen Padişahlarının nâmı. * Bir kuş cinsi

TÜBBAN : Ottoman Turkish

Güreşçilerin donu

TÜBBET : Ottoman Turkish

"Bir yerin adı. (İyi miskler ona nisbet olunup ""Misk-i Tübbetî"" derler)"

TÜCAH : Ottoman Turkish

(Tecâh-Ticâh) Karşı taraf, karşı yön

TÜCCAR : Ottoman Turkish

(Tâcir. C.) Tacirler, satıcılar. Ticaret yapanlar

TÜEDE : Ottoman Turkish

Teenni etmek, acele etmeyip akıllıca davranmak. * Mühlet vermek

TÜFE : Ottoman Turkish

Yırtıcı bir canavar. * Karakulak denilen canavar. * Örtünmüş kadın

TÜFENG : Ottoman Turkish

f. Tüfek

TÜFENG-ENDÂZ : Ottoman Turkish

f. Tüfek kullanan

TÜFENG-HÂNE : Ottoman Turkish

f. Silâh deposu

TÜFFAH : Ottoman Turkish

Elma

TÜFL : Ottoman Turkish

Köpük. * Kir, pas. * Tükürmek

TÜFLÎ : Ottoman Turkish

posa

TÜHEM : Ottoman Turkish

(Töhmet. C.) Suçlar, töhmetler, kabahatlar

TÜKLAN : Ottoman Turkish

Tevekkül etmek

TÜKLE : Ottoman Turkish

İtimat etmek, güvenmek. * İşinde âciz olan kimse

TÜKME : Ottoman Turkish

f. Düğme

TÜKYE : Ottoman Turkish

Dayanmak, itimad etmek

TÜKÂH : Ottoman Turkish

Tekyegâh

TÜLAVE : Ottoman Turkish

Borç bakiyyesi. * Havâle etmek, başkasına bırakmak

TÜLÜNNE : Ottoman Turkish

Hâcet, ihtiyaç

TÜLÜV : Ottoman Turkish

Tilâvet. * Bir kimseye uyup ardınca gitmek