Multilingual Turkish Dictionary Ottoman Turkish

TIKTIKA : Ottoman Turkish

(Bak: Taktaka)

TILA : Ottoman Turkish

(C.: Talyân) Küçük kuzu ve oğlak. * Mahpus kimse. * Diş sarılığı

TILA' : Ottoman Turkish

Sürülecek şey. Sürülecek merhem, yağ veya ilâç. * Madeni parlatmakta kullanılan sıvı yaldız. * Cilâ verecek boya. * Diş sarılığı. * Üzüm suyundan kaynatmak sebebiyle üçte birinden azı giden şarap

TILAB : Ottoman Turkish

Talep etmek, istemek

TILBE : Ottoman Turkish

Talep olunmuş, istenmiş, matlub

TILH (TALİH) : Ottoman Turkish

(C.: Tılâh-Talâyıh) Zayıf. * Yorulmuş. * Geç gelmek

TILHAM : Ottoman Turkish

Fil

TILK : Ottoman Turkish

Helâl nesne. * Bükülmüş ip

TILMESA : Ottoman Turkish

Yol bulunmaz otsuz ve susuz korkunç yer. * Çok karanlık gece

TILS : Ottoman Turkish

(C.: Atlâs) Sahife. * Mahvolmuş nesne. * Tüyü dökülmüş olan deve uyluğunun derisi. * Elbisenin eskimesi

TILSIM : Ottoman Turkish

Herkesin bilip çözemediği gizli şey. * Gizli sır. Fevkalâde kuvvet ve te'siri hâiz olan şey. * Definenin bulunmasına mâni olan mevhum şey

TILSIM : Ottoman Turkish

gizli sır, şifre

TILSIM-I KÂİNAT : Ottoman Turkish

Kâinatın tılsımı, kâinattaki anlaşılması zor olup herkesin yalnız kendi akliyle bilemeyeceği gizli ve ince hakikatlar

TILSIM-I MUĞLAK : Ottoman Turkish

Anlaşılması zor, kapalı gizli şey. * Açılması müşkül olan tılsım, kapalı ve gizli haber

TILSIM-I MÜŞKİLKÜŞÂ : Ottoman Turkish

Açılması ve anlaşılması zor olan İlâhî gizli mânaları, hakikatları açan tılsım

TILV : Ottoman Turkish

Kurt, zi'b

TIM : Ottoman Turkish

Deniz. * Deve kuşunun erkeği. * Çok mal

TIMAH : Ottoman Turkish

(Tumah
Matmuh) Bir şeye göz dikerek bakmak. Haris olmak. Hırsla onu istemek

TIMAR : Ottoman Turkish

akım, hizmet

TIML : Ottoman Turkish

Hırsız

TIMLE : Ottoman Turkish

Zayıf kadın

TIMR : Ottoman Turkish

(C.: Etmâr) Eski kaftan. * şakrak kuşu

TIMRES : Ottoman Turkish

(Tımrus) Yalancı, kezzab. * Leim, alçak kimse

TIMTIM : Ottoman Turkish

Kalın etli, cüsseli adam. * Dilinde pelteklik olan, kekeme

TIMIRR : Ottoman Turkish

Ürkek at. * Sıçramaya ve seğirtmeye hazırlanmış at. * Seri, çabuk