Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
USRET-İ TENEFFÜS : Ottoman Turkish

Teneffüs zorluğu, nefes darlığı

USSE : Ottoman Turkish

Güve denilen böcek

USTAM : Ottoman Turkish

f. Güvenilir, emin. İtimad edilir. * Altın veya gümüşten yapılmış at eğeri

USTUBLE : Ottoman Turkish

Üstüpü

USTUMME : Ottoman Turkish

Her nesnenin aslı

USUBE : Ottoman Turkish

İhâta etmek, kaplamak, içine almak

USUL : Ottoman Turkish

(Asıl. C.) Ana, baba. Cedler. * İstinadgâh. * Râcih delil, kaide. Asıllar, kökler, temeller. Bir ilmin asıl mevzuundan önce öğrenilmesi lâzım gelen esaslar. Bir hedefe ulaşmak için tutulan düzenli yol. * Tarz, metod, tertip

USUL-Ü ERBAA : Ottoman Turkish

(Bak: Edille-i erbaa)

USUL-Ü FIKIH İLMİ : Ottoman Turkish

"Fıkıh ilmine âit bilgilerin esası ve istinadgâhı olan bir ilimdir. Şer'i hükümlerin mufassal ve muayyen delilleri ve hikmetleri bu sayede bilinir ve bu dini hükümler, bu muayyen ve müşahhas deliller vâsıtası ile istinbat ve isbat olunur. Bu ilme ""Hikmet-i teşriiye"" de denilmiştir."

USUL-ÜD-DİN : Ottoman Turkish

(Bak: İlm-i Kelâm)

USULİYYUN : Ottoman Turkish

Fıkıh usulüyle uğraşan İslâm âlimleri. Usul-ü Fıkıh müellifleri

USUR : Ottoman Turkish

Gözcülük etmek

USVE : Ottoman Turkish

Çoktandır taranmamış sakal

USÂRE : Ottoman Turkish

özsu

USÛL : Ottoman Turkish

tarz, metod, yol, düzen, temel, asıl, esas

USÛLÎ : Ottoman Turkish

usûlle ilgili

USÛLÜDDİN : Ottoman Turkish

dinin temelleri

USÜVV : Ottoman Turkish

Kaba ve iri olmak. * Katı olmak. * Gece karanlık olmak. * Yakın olmak

UT'UT : Ottoman Turkish

Eşek sıpası

UTAHİYE : Ottoman Turkish

Akılsız, ahmak kimse

UTARİD : Ottoman Turkish

Araptan bir kabile adı. * Merkür gezegeni

UTAT : Ottoman Turkish

Arslan. * Bahadır er, kahraman

UTAŞ : Ottoman Turkish

İnsana ârız olan bir hastalıktır ve hasta insanın yüreği yanar, suyu içer, yine kanmaz

UTBUL : Ottoman Turkish

(C.: Atâbil) Uzun boylu güzel kadın

UTEKA : Ottoman Turkish

(Atik. C.) Azatlılar. Azat olmuş köle veya cariyeler