Ottoman Turkish
VAKFE-İ HAYRET : Ottoman Turkish
Hayret duraklaması
VAKFEGÂH : Ottoman Turkish
f. Durak yeri
VAKFETMEK : Ottoman Turkish
Fık: Bir malı veya bir şeyi bir işe bağlayıp o yolda devamlı kılmak. * Bir şeyi karşılıksız olarak Allah yoluna vermek
VAKFETMEK : Ottoman Turkish
Allah için vermek
VAKFİYE : Ottoman Turkish
Mülkün vakıf olmak keyfiyyeti
VAKFÎ : Ottoman Turkish
Vakfa âit, vakıfla alâkalı
VAKH (VEKAHE) : Ottoman Turkish
Taat, ibadet
VAKİN : Ottoman Turkish
Oturucu, oturan
VAKİR : Ottoman Turkish
Yuvasına girmiş kuş
VAKİT : Ottoman Turkish
zaman
VAKKAS : Ottoman Turkish
Okçu. İyi muharebe eden. Savaşçı
VAKL : Ottoman Turkish
Yükselmek. * Bir nesnenin üstüne çıkmak. * Mukul ağacı
VAKM : Ottoman Turkish
Reddetmek. * Hor ve zelil etmek
VAKNE : Ottoman Turkish
Her nesnenin azı
VAKR : Ottoman Turkish
Az işitmek. Sağırlık
VAKRE : Ottoman Turkish
Davarın tırnağının taşa dokunup sürçmesi
VAKS : Ottoman Turkish
Boynu vurup kırmak
VAKT : Ottoman Turkish
(C: Vikat) İçinde yağmur suyu biriken çukur. * Su ile faydalanacak mekân. * (Horoz) tavuğa binmek
VAKT : Ottoman Turkish
vakit, zaman
VAKT-İ ASR : Ottoman Turkish
İkindi vakti
VAKT-İ HAZAR : Ottoman Turkish
Barış zamanı
VAKT-İ HÂCET : Ottoman Turkish
İhtiyaç vakti. Lüzumlu vakit
VAKT-İ MERHUN : Ottoman Turkish
Belli edilen, muayyen bir zaman
VAKT-İ TEFRİH : Ottoman Turkish
Tıb: Çiçek hastalığı aşısının yapılmasından te'sirini gösterinceye kadar geçen zaman
VAKT-İ ZEVAL : Ottoman Turkish
Güneşin tam ortada, bize göre doğu ve batı ortasında bulunduğu ve gölgenin gündüzde en kısa olduğu zaman. Zeval vakti
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani