Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
VARESTEGÎ : Ottoman Turkish

f. Kurtulma, halâs bulma. * Rahatlık, serbestlik. * İlişiksizlik

VARİ : Ottoman Turkish

Semiz et. * Vahşi hımar, yabani eşek

VARİK : Ottoman Turkish

(C: Vürük) Süs için palanın önüne geçirip astıkları saçaklı kıvrımlı esvap. * Nakışlı kumaştan yapılmış saçaklı palan ve eyer örtüsü

VARİŞ : Ottoman Turkish

Bir topluluk yemek yerken davetsiz olarak yemeğe katılan kimse

VARTA : Ottoman Turkish

Her çukur yer. Uçurum. * Kurtuluşun zor olduğu yer. Tehlike. Muhatara

VARTA : Ottoman Turkish

uçurum, tehlike

VARUN : Ottoman Turkish

f. Ters, uğursuz, aksi

VASAA : Ottoman Turkish

(C: Vusu) Kız kuşu

VASAB : Ottoman Turkish

(C.: Evsâb) Hastalık. Ağrı

VASAFE : Ottoman Turkish

Hizmetkârlık

VASAİL : Ottoman Turkish

(Vasâyil)
(Vasile. C.) Yemen'de çıkan çubuklu, alaca kumaşlar

VASAT : Ottoman Turkish

İki şeyin arası. * Orta, merkez, ara. Meydan. Cemiyet muhiti. İç

VASAT : Ottoman Turkish

orta hâlli, normal

VASAT-ÜL HÂL : Ottoman Turkish

Orta halli, orta halde

VASAT-ÜL KAME : Ottoman Turkish

Orta boylu

VASATÎ : Ottoman Turkish

İkisi ortası. Ortalama. Orta halde

VASATÎ : Ottoman Turkish

ortalama

VASATÎ SAAT : Ottoman Turkish

Hakiki güneşe tâbi olmak üzere, muntazam hareket ettiği tasavvur olunan mevhum bir güneşin, o yerin nısfun nehârından (meridyeninden) arka arkaya iki defa geçişi arasındaki zamanın yirmi dörtte biri

VASF : Ottoman Turkish

Sıfat. Bir kimsenin veya şeyin taşıdığı hâl. Bir kimsenin veya şeyin durumunu anlatarak tarif etmek

VASF : Ottoman Turkish

vasıf, sıfat, nitelik

VASF-I TAHSİNÎ : Ottoman Turkish

Bir şeyin mahiyetini beyan etmekten ziyade lâfzını süslemek için kullanılan sıfatlar. Bunlar haşv-i melih kabilindendir

VASFETMEK : Ottoman Turkish

Bir şeyin vasıflarını, hâlini, şeklini veya rengini tarif etmek, anlatmak

VASFETMEK : Ottoman Turkish

özelliklerini saymak

VASFÎ (VASFİYE) : Ottoman Turkish

Vasıfla, mahiyetiyle alâkalı. Beyan ve tarife dair

VASİ : Ottoman Turkish

(Vesâyet. den) Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye me'mur edilen kimse. Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse