Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
VEGADET : Ottoman Turkish

Akılsızlık. * Adilik, bayağılık, aşağılık, alçaklık

VEGAR : Ottoman Turkish

Gazap, kin, öfke, hiddet

VEGD : Ottoman Turkish

(C: Evgad) Alçak adam

VEGF : Ottoman Turkish

Görme zayıflığı

VEGİF : Ottoman Turkish

Yürüme sürati. * Ses sürati, ses hızı

VEGİK : Ottoman Turkish

Davar yürürken karnından çıkan ses

VEGİR : Ottoman Turkish

Kızmış taş üstüne koyarak pişirilen et

VEGİRE : Ottoman Turkish

Kızmış taş ile sıcaklık verilerek pişirilen süt

VEGNE : Ottoman Turkish

Geniş küp

VEGRE : Ottoman Turkish

Sıcaklığın çok olması

VEHAK : Ottoman Turkish

Avcı kemendi

VEHAMET : Ottoman Turkish

(Bak: Vahamet)

VEHB : Ottoman Turkish

Hibe. Bağış. Vergi

VEHBÎ : Ottoman Turkish

Doğuştan. Allah vergisi. Çalışmakla kazanılmayıp Allah'ın (C.C.) lütfu ile olan

VEHBÎ : Ottoman Turkish

Allah vergisi

VEHC : Ottoman Turkish

Alevli olmak. Alev ile yanmak. Parlamak

VEHD(E) : Ottoman Turkish

(C: Vihad) Derin vadi. Uçurum

VEHEC : Ottoman Turkish

Ateş sıcaklığı

VEHECAN : Ottoman Turkish

Ateşin alevlenmesi. * Işıklandırmak, ziya vermek

VEHEL : Ottoman Turkish

Vehim, kuruntu

VEHELÜMME CERRA : Ottoman Turkish

(Bak: Helümme cerrâ)

VEHF : Ottoman Turkish

Bitkinin yapraklanması. Uzama. Çoğalma, artma

VEHHAB : Ottoman Turkish

Çok fazla ihsan eden. Çok bağışlayan

VEHHABÎ : Ottoman Turkish

Muhammed İbn-i Abdulvehhab nâmında birisinin sebeb olduğu İslâmî bazı mes'elelerde ifrat gösteren ve dört hak mezheb hâricinde bir mezhepten olan. Fıkıhta Hanbelî, itikadda İbn-i Teymiye'ye bağlıdırlar. Tarikatlarına Muhammediye ismi verirler