Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
VEMZ (VEMİZ) : Ottoman Turkish

İşaret etmek. * Parlamak. şimşek çakmak

VENA (VENYE) : Ottoman Turkish

Gevşek. * Zayıf. * Hâlsiz olmak

VENİM : Ottoman Turkish

Sinek tersi

VENN : Ottoman Turkish

Zebunluk, zayıflık, zaaf. * Çengilerin ve köçeklerin parmaklarıyla çaldıkları çalpara

VENNECMİ : Ottoman Turkish

Yıldıza yemin olsun

VENY : Ottoman Turkish

İş hususunda gevşeklik gösterme

VER : Ottoman Turkish

"f. ""Sahib, mâlik; anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Dâniş-ver $
Âlim. Suhan-ver $
Edip, şâir."

VER'A : Ottoman Turkish

Korkaklık, havf

VERA : Ottoman Turkish

Halk. Mahluk. Arzı örten mahlukat. Yaratılmış olanlar

VERA' : Ottoman Turkish

Takvânın ileri derecesi. Bilmediği ve şüphe ettiğini öğrenip iyiye ve doğruya göre hareket edip bütün günahlardan çekinme hâleti

VERA-İ CEBEL : Ottoman Turkish

Dağın arkası

VERA-İ PERDE : Ottoman Turkish

Perde arkası

VERAK : Ottoman Turkish

Bitkilerle yer yüzünün yeşil olması

VERAKÎ : Ottoman Turkish

(Verka. C.) Güvercinler

VERASET : Ottoman Turkish

Miras sahibi olma. Ölen bir kimsenin mallarının Allah'ın (C.C.) emrine göre, şeriatça mirasçılara geçmesi. * İrsiyet. Varislik, mirasçılık. Mirasta hak sahibi olma

VERASET-İ IRKIYE : Ottoman Turkish

Doğan yavrunun ecdadına benzemesi

VERB : Ottoman Turkish

Fetret, fesad. * Yabani hayvan ini

VERD : Ottoman Turkish

(Vürd
Vird) Gül

VERDANE : Ottoman Turkish

Toplu oklava. * Koca başlı kertenkele

VERDE : Ottoman Turkish

(Vürde) Renkli olmak

VERDENE : Ottoman Turkish

f. Oklava, börekçi merdânesi. * Dolap oku

VEREK : Ottoman Turkish

(C.: Evrâk) Kalça kemiği

VEREL : Ottoman Turkish

(C: Vürelân
Evrâl) Kelere benzer bir canavardır. Kuyruğu keler kuyruğundan uzun olur

VEREM : Ottoman Turkish

(C.: Evrâm) şiş, yumru. * şişme

VERENTEL : Ottoman Turkish

şiddet, mihnet