Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
VERIK : Ottoman Turkish

Çok eskiden kullanılan gümüş para. Kıymetli para

VERŞ : Ottoman Turkish

Yürek ağrısı. * Çok beyaz olan

VERŞAN : Ottoman Turkish

(C: Virşân-Verâşin) Yaban güvercini. * Kumru kuşunun erkeği

VESAFET : Ottoman Turkish

Hizmetkârlık, işçilik

VESAH : Ottoman Turkish

(C.: Evsâh) Kir, pas. * Murdarlık, pislik

VESAİD : Ottoman Turkish

(Visâde. C.) Yastıklar, şilteler, döşekler

VESAİF : Ottoman Turkish

(Vasif. C.) Hizmetçiler, uşaklar

VESAİK : Ottoman Turkish

(Vesika. C.) Vesikalar

VESAİL : Ottoman Turkish

(Vesile. C.) Vesileler. Sebebler

VESAİT : Ottoman Turkish

(Vasıta. C.) Vasıtalar

VESAİT-İ NAKLİYYE : Ottoman Turkish

Nakil vasıtaları. Taşıtlar. (Vapur, tren, otomobil gibi)

VESAK : Ottoman Turkish

Bağ. Rabıta. Yeminleşerek anlaşmak. * Sözleşme yeri

VESAM : Ottoman Turkish

(Vesâmet) Güzel olma. Güzellik

VESATET : Ottoman Turkish

Vâsıta olma, araya girme, aracılık yapma

VESAVİS : Ottoman Turkish

(Vesvese. C.) Vesveseler

VESAYA : Ottoman Turkish

(Vasiyet. C.) Vasiyetler. Öğütler. Nasihatlar

VESAYET : Ottoman Turkish

(Visâyet) Vasilik. * Vasiyet. * Tembih, emir. Tavsiye. (Bak: Vasi)

VESB : Ottoman Turkish

Çok olmak

VESBE : Ottoman Turkish

Bir atlama. Bir sıçrayış

VESEB : Ottoman Turkish

Sıçrama, atlama

VESEN : Ottoman Turkish

Uyku ağırlığı. Uyku ile uyanıklık arası. * Uyku anında aklın gitmesi. * Hâcet

VESENİYYUN : Ottoman Turkish

Putperestler. Puta tapanlar

VESENÎ : Ottoman Turkish

yıldıza tapan

VESİ' : Ottoman Turkish

(Vesia) Vüs'atli, geniş. * Meydanlık

VESİB : Ottoman Turkish

(Bak: Vüsub)