Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
VÜREYD : Ottoman Turkish

Çok küçük damar

VÜRKA : Ottoman Turkish

Siyahı galip olan bozluk

VÜRU' : Ottoman Turkish

Korkaklık

VÜRUD : Ottoman Turkish

Geliş. Gelme. Vârid olma. Gelip yetişme. * Suya gitme. * (Verid. C.) Toplar damarlar. Siyah kan damarları

VÜRUK : Ottoman Turkish

Yan yatma

VÜRUŞ : Ottoman Turkish

Yemek yemek. * Ziyafet vermek

VÜRÛD : Ottoman Turkish

toplardamarlar

VÜS' (VÜS'AT) : Ottoman Turkish

Genişlik. Bolluk. * Fırsat. * Boş meydan. * Kuvvet, güç, tâkat. * Varlık, zenginlik. * Fls: Bir şeyin boşlukta doldurduğu yer

VÜSEMA : Ottoman Turkish

(Vesim. C.) Damgalılar, dağlanmış olanlar. * Güzel yüzlüler. * Rastıklılar

VÜSKA : Ottoman Turkish

Çok kuvvetli ve sağlam olan

VÜSKÂ : Ottoman Turkish

sağlam

VÜSUB : Ottoman Turkish

(Vesb
Vesib) Sıçrama, atlama. * Oturma

VÜSUK : Ottoman Turkish

Sağlam inanma. İtimad etme, güvenme. Muhkemlik, sağlamlık

VÜSÂT : Ottoman Turkish

genişlik

VÜSÛK : Ottoman Turkish

sağlam inanç, güvenme

VÜSÛL : Ottoman Turkish

kavuşma, erişme, ulaşma

VÜSÜD : Ottoman Turkish

(Visâde. C.) Yastıklar

VÜZERA : Ottoman Turkish

(Vezir. C.) Vezirler. (Bak: Vezir)

VÜZERÂ : Ottoman Turkish

vezirler

VÜZUB : Ottoman Turkish

Lüzumluluk, icab etme, gereklilik

VÜZUB-İ DEM : Ottoman Turkish

Kan akma, kanama

VÜZUR : Ottoman Turkish

Tuzak. * Süprüntü sepeti

VÜŞUL : Ottoman Turkish

Mal azlığı. * Zayıflık

VIKR : Ottoman Turkish

(C.: Evkar) Ağır yük. * Çok su taşıyan bulut

VIKY : Ottoman Turkish

Hıfzetmek, korumak