Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
YEKE : Ottoman Turkish

f. Yalnız, bir, tek

YEKNESAK : Ottoman Turkish

Devamlı aynı halde olan. Biteviye. Değişmez bir hal.(Yeknesak istirahat döşeğindeki hayat, hayr-ı mahz olan vücuddan ziyade şerr-i mahz olan ademe yakındır ve ona gider. L.)

YEKNESAK : Ottoman Turkish

tekdüze, monoton

YEKPA : Ottoman Turkish

f. Tek ayaklı. Topal

YEKPARE : Ottoman Turkish

Tek parçadan meydana gelen. Bütün. Parçasız

YEKPÂRE : Ottoman Turkish

tek parça

YEKREH : Ottoman Turkish

f. Riyasız, doğru

YEKRİŞTE : Ottoman Turkish

f. Uygun, muvafık, yaraşır. * Şefkatli

YEKRU(Y) : Ottoman Turkish

f. İki yüzlülük yapmayan, riyasız. * Hâlis ve itimad edilir dost

YEKRUZ : Ottoman Turkish

f. Bir günlük. Geçici, muvakkat

YEKSAL : Ottoman Turkish

f. Bir yıllık. Bir yaşında

YEKSAN : Ottoman Turkish

Beraber. Bir. * Düz. * Her zaman

YEKSAN : Ottoman Turkish

dümdüz, yerle bir

YEKSER : Ottoman Turkish

f. Baştan başa. * Ansızın. * Yalnız başına

YEKSÜVARE : Ottoman Turkish

(C.: Yeksüvârân) Yalnız başına ata binen. * Mc: Arkadaşı olmayan kimse

YEKTA : Ottoman Turkish

Tek, yalnız, eşsiz. * Bir kat

YEKTENE : Ottoman Turkish

f. Tenha, yalnız başına

YEKTÂ : Ottoman Turkish

tek, eşsiz, yalnız

YEKVÜCUD : Ottoman Turkish

Tek kişi gibi. Hep birden

YEKVÜCUD : Ottoman Turkish

tek varlık, bir kişi gibi

YEKZEBAN : Ottoman Turkish

Söz birliği. Ağız birliği. Sözde beraberlik. * Aynı dili konuşan. Bir dilde

YEKÂYEK : Ottoman Turkish

f. Birer birer. Tek tek. * Ansızın

YEKÇEŞM : Ottoman Turkish

"Tek gözlü. * Âhir zamanda gelecek olan Deccal'ın bir ismi. ""Sadece dünya hayatını şiddetle isteyip âhireti unutan ve inkâr eden"" meâlinde mecazen söylenilmiştir. * Güneş. (Bak: Deccal)"

YEKÇEŞM : Ottoman Turkish

tek gözlü

YEKÛN : Ottoman Turkish

"Toptan, hepsi. Netice. Toplam. (Arapçada; olur-oluyor mânâsınadır)"