Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
YEKÛN : Ottoman Turkish

toplam

YEKŞEBE : Ottoman Turkish

f. Bir gecelik

YEL : Ottoman Turkish

(C.: Yelân) Pehlivan. şampiyon

YELAN : Ottoman Turkish

(Yel. C.) f. şampiyonlar, pehlivanlar

YELDA : Ottoman Turkish

f. Uzun

YELDÂ : Ottoman Turkish

uzun

YELE : Ottoman Turkish

f. Kuvvetle saldıran. * Otlağa salınmış hayvan sürüsü. * Koşan, koşucu, seğirten. * Bazı hayvanların ensesindeki kıllar

YELEB : Ottoman Turkish

Beyaz deve. * Polat demir. * Toplamak, cem'etmek. * Deriden yapılmış cübbe, zırh ve gömlek. * Kalkan

YELEK(A) : Ottoman Turkish

Her nesnenin beyazı. * Beyaz keçi

YELEL : Ottoman Turkish

Üst dişlerin kısa olması

YELEM : Ottoman Turkish

Aslâ yemişi olmayan sert ve katı ağaç

YELEMLEM : Ottoman Turkish

Deri. * Bir yerin adı. (Yemenliler ihramı orada giyerler.)

YELENDED : Ottoman Turkish

Etli, semiz kimse

YELMA' : Ottoman Turkish

Yalancı. * Serap

YELMEK : Ottoman Turkish

(C.: Yelâmık) Kalın kaftan

YELPEZ : Ottoman Turkish

Yelpaze. * Serinletmek için el ile havalandırma âleti

YELPEZ : Ottoman Turkish

yelpaze

YELTENMEK : Ottoman Turkish

t. Bir şeye başlamağa niyet etmek. Teşebbüse kalkışmak. Özenmek. Taklide çalışmak

YEMAME : Ottoman Turkish

Ehlî güvercin

YEMEN : Ottoman Turkish

Arap diyarında bir vilayet ismi

YEMHUR : Ottoman Turkish

Uzun boylu adam. * İt sineği

YEMİN : Ottoman Turkish

Sözü Allah'ı (C.C.) zikrederek kuvvetlendirmek. Kasem. * El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek, Allah'a ve birbirlerine söz vererek ahitleşmek. * Mübarek. * Sağ taraf, sağ el

YEMİN : Ottoman Turkish

and, sağ, bereket, hayır

YEMİN-İ LÂĞV : Ottoman Turkish

"Alışkanlıkla veya dil sürçmesiyle veya sehven yapılan yemindir (ki; şer'an kefâret lâzım gelmez)."

YEMM : Ottoman Turkish

Deniz, bahir, derya, umman. * Güvercin kuşu