Ottoman Turkish
YESAR : Ottoman Turkish
sol el
YESARET : Ottoman Turkish
Zenginlik. * Kolaylık
YESARÎ : Ottoman Turkish
Sola ait. Sol ile alâkalı
YESBEHUN : Ottoman Turkish
Yüzerler. (manasında)
YESER : Ottoman Turkish
Kolaylık, sühulet. * Birinin sağ tarafından gelme. * Yün, ip gibi şeyleri bükme
YESİR : Ottoman Turkish
Az şey, az, kalil. * Kumarbaz. * Kolay
YESR : Ottoman Turkish
Öldürmek
YESRİB : Ottoman Turkish
Medine-i Münevvere'nin müslümanlıktan evvelki ismi. (Bak: Medine)
YESSİR : Ottoman Turkish
Kolaylaştır (meâlinde duâ)
YESTEUR : Ottoman Turkish
Medine yakınında bir yer. * Deve sağrısına yapılan palas. * Belâ. * Bâtıl. * Misvak ağacı
YESUR : Ottoman Turkish
Kumarbaz
YETAMA : Ottoman Turkish
(Yetim. C.) Yetimler. Babaları ölmüş çocuklar
YETEM : Ottoman Turkish
(Bak: Yütm)
YETİM : Ottoman Turkish
Babası ölmüş olan çocuk. * Tek, eşsiz, yalnız. (Çocuk baliğ olduktan sonra yetimlik ondan kalkar. Anası ölene ise daha çok öksüz denir.)
YETİM : Ottoman Turkish
abası ölmüş çocuk
YETİM-HÂNE : Ottoman Turkish
f. Yetim çocukların bakılıp beslendiği yer
YETİM-ÜT TARAFEYN : Ottoman Turkish
Anası ve babası ölmüş çocuk. Anadan babadan yetim kalmış çocuk
YETİMANE : Ottoman Turkish
yetim gibi
YETİME : Ottoman Turkish
Yetim kız. * Eşsiz
YETN : Ottoman Turkish
Doğum ânında çocuğun ayaklarının evvel çıkması
YETU' : Ottoman Turkish
Sütleğen otu
YEUK : Ottoman Turkish
Nuh Aleyhisselâm'ın kavminin putlarından bir putun ismi
YEUS : Ottoman Turkish
(Ye's. den) Ümitsiz, ümidi kesilmiş, me'yus
YEVM : Ottoman Turkish
Gün. Yirmidört saatlik zaman. * Sene. * Asır. Devir. * Devre
YEVM : Ottoman Turkish
gün
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani