Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
YEVM-İ FASL : Ottoman Turkish

İnsanların kısım kısım ayrıldığı ve davalarının halledildiği kıyamet günü. Bundan başka kıyamet gününe aşağıdaki isimler de verilir: Yevm-ül cem', yevm-ül cevab, yevm-ül cezâ, yevm-üd din, yevm-ül ahd, yevm-ül feza-ul ekber, yevm-ül haşr, yevm-ül hisâb, yevm-ül ivaz, yevm-ül karar, yevm-ül karia, yevm-ül kıyam, yevm-ül kıyame, yevm-ül mev'ud, yevm-ül miâd, yevm-ül misak, yevm-ül mizan, yevm-ül va'd, yevm-ül vâkıa, yevm-üs suâl, yevm-ül arz

YEVM-İ MİSAK : Ottoman Turkish

Sözleşilen gün. * Kıyâmet Günü

YEVM-İ NÜŞUR : Ottoman Turkish

Kıyamet günü, mahşer günü. Herkesin amel defterinin açılıp neşredilip gösterileceği gün

YEVM-İ TENAD : Ottoman Turkish

Kıyamet günü

YEVM-İ ŞEVK : Ottoman Turkish

Şaban-ı Şerifin otuzuncu günü. Ramazan olması zannedilip ancak hilâl görülmedikçe oruç tutulması münasib olmayan gün

YEVM-İD DİN : Ottoman Turkish

"Din günü, ceza günü, mâneviyat günü.(...Nasıl dünya; maddiyat ve maddî harekâtın ve amellerin günüdür. Elbette o harekâtın neticelerini ve o hizmetlerinin ücretlerini ve o maneviyatın semeratlarını, belki o fâniyat ve zailâtın bâki ve dâimî eserlerini ve âlem-i misal sinemasıyla ve fotoğrafıyla alınan umum o fâniyat ve zaillerin sahife-i amellerini gösterecek ve neşredecek bir gün gelecektir, diye ifade ediliyor. E.L.)"

YEVM-ÜL FETİH : Ottoman Turkish

Fetih günü. * Mekke-i Mükerreme'nin fethi

YEVM-ÜL HAMİS : Ottoman Turkish

Perşembe günü. Beşinci gün

YEVM-ÜL HULUD : Ottoman Turkish

Kıyamet günü

YEVM-ÜL HURUC : Ottoman Turkish

Kıyamet günü

YEVM-ÜN NAHR : Ottoman Turkish

Zilhiccenin onuncu günü

YEVM-ÜT TELÂKİ : Ottoman Turkish

Kıyamet günü. Ruz-u mahşer

YEVMEN FE YEVMEN : Ottoman Turkish

Günden güne, gittikçe

YEVMİYE : Ottoman Turkish

Gündelik. Bir günlük çalışmanın neticesi alınan ücret. * Günlük hadiseleri günü gününe kaydetmeğe yarıyan defter, gazete

YEVMİYE : Ottoman Turkish

gündelik

YEVMÎ : Ottoman Turkish

Günlük. Güne ait

YEVMÎ : Ottoman Turkish

günlük

YEZ : Ottoman Turkish

f. Bağ, bahçe, tarla vs. gibi arazilerin etrafına çekilen dikenli çalı. Çit

YEZDAN : Ottoman Turkish

f. Cenab-ı Hak. * (Mecusilerce)
Hayırları yaratan hayır ilâhı dedikleri mevhum mâbud

YEZDANÎ : Ottoman Turkish

İlâhî. Yezdan'a ait ve müteallik

YEZEK : Ottoman Turkish

f. Bekçi, gece bekçisi

YEZİD : Ottoman Turkish

(Hi:
64) Hz. Muaviye'nin (R.A.) oğlu ve Emeviye Devletinin ikinci halifesi. Şam'da doğdu. Zamanında Kerbelâ hâdise-i elîmesi meydana geldi

YEZİD BİN EBİ SÜFYAN : Ottoman Turkish

Ebu Süfyan'ın oğlu. Hz. Muaviye'nin büyük kardeşi idi. Ashab-ı kiramdan ve çok sâlih bir zât olup, Mekke-i Mükerreme'nin fethinde müslüman oldu. Hazret-i Ebu Bekir-is Sıddık Radıyallâhü anh'ın Şam'a gönderdiği orduda bir birliğin kumandanı idi. Hz. Ömer zamanında Filistin valisi olmuştu. Taundan vefat eyledi. (R.A.)

YEŞB (YEŞF-YEŞM) : Ottoman Turkish

Yeşim denilen taş

YEŞK : Ottoman Turkish

f. Köpek dişi adı verilen sivri diş