Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZAHİF : Ottoman Turkish

Nişandan beri düşen ok. * (C.: Zâhifât) Yılan gibi karnı üzerine sürünerek yürüyen

ZAHİFE : Ottoman Turkish

(C.: Zevâhif) Sürüngenler, (yılan gibi) yerde sürünenler

ZAHİH : Ottoman Turkish

Ateş közünün parlaması

ZAHİK : Ottoman Turkish

Berbat, perişan, helâk olmuş. * Bâtıl. Köhne

ZAHİL : Ottoman Turkish

(Zühul. den) İhmal eden. Unutan

ZAHİR : Ottoman Turkish

Parlak, parlayan. Hüsün ve safvet üzere olan

ZAHİRE : Ottoman Turkish

Anbarda saklanan yiyecek, hububat. Azık

ZAHİRE-İ ÂHİRET : Ottoman Turkish

Ahiret azığı. Hayır ve iyilikler. Sâlih amel ve ibâdetler

ZAHİREN : Ottoman Turkish

görünüşe göre

ZAHİRPEREST : Ottoman Turkish

dış görünüşe kıymet veren

ZAHİRÎ : Ottoman Turkish

görünüşte

ZAHK : Ottoman Turkish

Hastalıktan dolayı tilkinin tüyü dökülüp derisi açılması

ZAHL : Ottoman Turkish

Öç. İntikam almak. * Düşmanlık, adâvet etmek, kin tutmak

ZAHM : Ottoman Turkish

Galebe etmek. * Omuz vurmak. * Sıkıştırmak. * Tazyik

ZAHM-İ TÎG : Ottoman Turkish

Kılıç yarası

ZAHM-İ ZEBAN : Ottoman Turkish

Dil yarası

ZAHMDAR : Ottoman Turkish

f. Yaralı, mecruh

ZAHME : Ottoman Turkish

f. Vurma, darbe. * Yara, ceriha. * Üzengi kayışı

ZAHMET : Ottoman Turkish

Sıkıntı, eziyet. Yorgunluk. * Zor, güç

ZAHMET : Ottoman Turkish

sıkıntı, zor, güç

ZAHMHURDE : Ottoman Turkish

f. Mecruh, yaralı

ZAHMİN : Ottoman Turkish

f. Yaralı, mecruh

ZAHMKÂR : Ottoman Turkish

f. Yaralayıcı, yara açan

ZAHMNAK : Ottoman Turkish

f. Yaralı, zahmzede, mecruh

ZAHMRES : Ottoman Turkish

f. Yara açan, yaralayıcı