Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZANK : Ottoman Turkish

Dar yer. Dar şey. * Darlık, sıkıntı

ZANKÂ' : Ottoman Turkish

(Bak: Dankâ')

ZANN : Ottoman Turkish

şüphe. Zannetmek, samak. Sezme

ZANN : Ottoman Turkish

sanan, zanneden

ZANN-I GALİB : Ottoman Turkish

Kuvvetli, hakikate en yakın olan zann. (Bak: Su-i zan)

ZANN-I KABUL-Ü CUMHUR : Ottoman Turkish

"Bir hükmün doğruluğunu ekseri müçtehidlerin ve ehl-i reylerin zann derecesinde, yani kuvvetli ihtimal ile kabul etmeleri.(Ümmeti da'vetle teşri' edemez, fehmi şeriatten olur; lâkin şeriat olamaz. Müçtehid olabilir, fakat müşerri' olamaz.İcma' ile cumhurdur, sikke-i şer'i görür. Bir fikre davet etmek zann-ı kabul-ü cumhur, şart-ı evvel oluyor.Yoksa, davet bid'attır; reddedilir, ağzına tıkılır; onda daha çıkamaz... Lemeât)"

ZANNÎ : Ottoman Turkish

Zanna ait, zanna dâir ve müteallik

ZANNÎ : Ottoman Turkish

zanla ilgili

ZANÎ : Ottoman Turkish

zina eden, çiftleşen

ZANÛN : Ottoman Turkish

Düşünce ve tedbiri kıt olan adam. * Suyu olup olmadığı bilinmeyen kuyu. * Suyu az olan kuyu

ZAPT : Ottoman Turkish

tutma, alma, yazma

ZAPT-Ü RABT : Ottoman Turkish

(Bak: Zabt ü rabt)

ZAPTİYE : Ottoman Turkish

subaylık, subay

ZAR : Ottoman Turkish

f. İnleyen, sesle ağlayan. * Zayıf, dermansız

ZAR ZAR : Ottoman Turkish

f. Hazin hazin, yanık yanık, (sesle) ağlıya ağlıya

ZAR' : Ottoman Turkish

(C.: Zuru') Meme. * Süt veren hayvan memesi

ZARAAT : Ottoman Turkish

(Derâat) Alçalma. Kendini küçük görme, küçültme

ZARAFET : Ottoman Turkish

Zariflik, incelik, kibarlık. Nâzik davranış. Muamelede, harekette ve giyimde hoşluk ve temizlik

ZARAFET-PERVER : Ottoman Turkish

f. Zarafete düşkün olan, zarifliği seven

ZARAGIM : Ottoman Turkish

(Zırgam. C.) Arslanlar

ZARAİF : Ottoman Turkish

Zârif, ince, hoş şeyler

ZARAR : Ottoman Turkish

"Lüzumlu ve kıymetli bir şeyin eksilmesi veya kaybolması. Ziyan. Kayıp.(Zarar, birşeye dahil olan eksikliktir ki, hastalık veya körlük, topallık gibi sakatlık demektir. Nitekim anadan doğma a'maya ve pek zayıf hastaya darir denilir. Mühimmat ve levazım tedarikinden âciz olmak da bu mânadadır. Binaenaleyh zararlılar; dertli, sakat, âciz, özürlülerdir. Bunların gayrı olan gayr-i uli-z zarar ise, sahih, salim ve kadir olanlar demek olur. E.T.)"

ZARAR-DİDE : Ottoman Turkish

f. Zarar görmüş olan. Ziyana, kayıba, noksanlığa uğramış olan

ZARAR-I BEYYİN : Ottoman Turkish

f. Meydanda ve âşikâr olan zarar

ZARAR-I HASS : Ottoman Turkish

Bir veya bir kaç şahsa âit olan zarar