Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZAYA' : Ottoman Turkish

Elden çıkma, yok olma

ZAYAN : Ottoman Turkish

Yasemin çiçeği

ZAYF : Ottoman Turkish

Misafir. Gelip geçen

ZAYH : Ottoman Turkish

Çok sulu süt

ZAYİ' : Ottoman Turkish

(Ziya'. dan) Elden çıkan. Kaybolan. Yitik. Zarar, ziyan

ZAYİG : Ottoman Turkish

Mail, eğik, eğilmiş

ZAYİGA : Ottoman Turkish

Meyledici, eğilen

ZAYİL : Ottoman Turkish

Uzun etekli gömlek. * Uzun kuyruklu at. (Müe: Zâyile)

ZAYİÂT : Ottoman Turkish

Zarar ve ziyanlar. Yitikler

ZAYR : Ottoman Turkish

Mazarrat, ziyan

ZAYVEN : Ottoman Turkish

(C.: Zayâvin) Yaban kedisi. * Erkek kedi. * Hırçın ve vahşi adam

ZAYÎÂT : Ottoman Turkish

kayıplar, zararlar

ZE : Ottoman Turkish

Kur'an alfabesinde onbirinci harftir ve ebcedi kıymeti 7'dir

ZE'A' : Ottoman Turkish

Bölükler, fırkalar

ZE'B : Ottoman Turkish

Ayıp. * Reddetmek. Hor ve hakir etmek, kepaze yapmak

ZE'C : Ottoman Turkish

şiddetle emme, yutma. * Doldurmak

ZE'M : Ottoman Turkish

Katı, şiddetli, şedid. * Hacet, ihtiyaç. * Mevt, ölüm

ZE'ME : Ottoman Turkish

Şiddetli ses, çığlık. * İhtiyaç, hâcet

ZE'R : Ottoman Turkish

Kerih görmek. İğrenmek. Nefret etmek

ZE'R (ZEİR) : Ottoman Turkish

Arslan kükremesi. * Çağırmak ve kükremek mânâsına mastar

ZE'RE : Ottoman Turkish

Meşelik

ZE'T : Ottoman Turkish

Boğmak

ZE'V : Ottoman Turkish

Sürmek ve sulamak

ZE'VE : Ottoman Turkish

(C: Ze'vât) Zayıf koyun

ZE'ZEE : Ottoman Turkish

Cem'etmek, toplamak