Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZEBERİN : Ottoman Turkish

f. Üstteki

ZEBG : Ottoman Turkish

Yaramaz huy, kötü alışkanlık

ZEBH : Ottoman Turkish

"Kesme, boğazlama. Kurban kesme. (Boğazlanmış veya boğazlanacak hayvana da ""zebiha"" denir.)"

ZEBH : Ottoman Turkish

kesme, boğazlama

ZEBİB : Ottoman Turkish

Kuru üzüm. Kuru incir. * Yılan veya akrep gibi hayvanların zehiri

ZEBİH : Ottoman Turkish

Kesme, boğazlama. Kesilecek hayvan. * Hz. İsmail'in (A.S.) ve Hazreti Muhammed'in (A.S.M.) babası Hz. Abdullah'ın lâkabı

ZEBİHA : Ottoman Turkish

Boğazlanmış veya kesilecek hayvan. (Bak: Zebh)

ZEBİHEYN : Ottoman Turkish

İki kurban

ZEBİL : Ottoman Turkish

Fışkı, gübre. * Pislik

ZEBİR : Ottoman Turkish

Sıkıntı, mihnet. * Yazılmış şey. Mektup

ZEBK : Ottoman Turkish

Yolmak

ZEBL : Ottoman Turkish

İnce belli olmak. * Çiçeğin solması. * Deniz kaplumbağasının sırt kemiği

ZEBN : Ottoman Turkish

Şiddetle def'etmek. * Devenin çifte vurması

ZEBR : Ottoman Turkish

Kitab. Cüz. Kitap yaprağı. * Yazı yazma. * Söz. Yazı. * Akıl, zekâ. * Kuvvetli, sağlam, şiddetli adam. * Men'eylemek

ZEBREC : Ottoman Turkish

Ziyne, süs

ZEBTEL : Ottoman Turkish

Kısa boylu

ZEBUN : Ottoman Turkish

f. Zayıf, güçsüz, âciz. * Alışverişte aldanan

ZEBUN-KUŞ : Ottoman Turkish

Düşkünleri ezen. Zâlim. Gaddar

ZEBUNÎ : Ottoman Turkish

f. Zayıflık, güçsüzlük, âcizlik

ZEBUR : Ottoman Turkish

Kitap. Mektub. * Peygamber Hz. Dâvud'a (A.S.) vahiy ile gelen mukaddes kitabın adı

ZEBZEB : Ottoman Turkish

(C.: Zebâzib) Adam zekeri

ZEBZEBE : Ottoman Turkish

Muallâkta kalma. * Mütereddit. * Titreme. * Asılı bir şeyi havada oynatmak

ZEBÂN : Ottoman Turkish

dil, lisan

ZEBÂNÎ : Ottoman Turkish

azap melaikesi

ZEBÎB : Ottoman Turkish

üzüm