Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZEBÎHA : Ottoman Turkish

kesilecek hayvan

ZEBÛN : Ottoman Turkish

güçsüz, aciz

ZEBÛNKÜŞ : Ottoman Turkish

düşkünü ezen

ZEBÛR : Ottoman Turkish

Davud aleyhisselâma inen ilahi kitap

ZECA : Ottoman Turkish

(Zecven
Zeccâ
Eczâ) Sevketmek, yürütmek. * Def etmek

ZECA' : Ottoman Turkish

Hüküm geçmek. * Kolaylık

ZECC : Ottoman Turkish

Süngünün arkasıyla vurmak. * Atmak. * Deve kuşunun yelmesi

ZECCA' : Ottoman Turkish

Adımı birbirinden uzak olan

ZECCAC : Ottoman Turkish

Şişeci. Camcı. Sırça işleri yapan

ZECEC : Ottoman Turkish

Kaşın uzun ve ince olması

ZECEL : Ottoman Turkish

Avaz, ses, savt. * Mübâlağa ile çağırmak

ZECİRKÂRÂNE : Ottoman Turkish

zorlarcasına

ZECL : Ottoman Turkish

Atma

ZECME : Ottoman Turkish

Kelime

ZECR : Ottoman Turkish

Menetme, engel olma. Nehyetme. * Zorlama, zorla yaptırma. * Önleme. Sıkma. * Kovma. Eziyet etme. * Angarya olarak çalıştırma. * Köpek balığı. * Çağırma. * Sürme

ZECR : Ottoman Turkish

sakındırma, zorlama

ZECRE : Ottoman Turkish

Çağırmak, bağırmak, sayha. * Men'etmek, engel olmak

ZECREN : Ottoman Turkish

Zorlayarak, zorla. * Ceza olarak. * Engel olarak, menederek

ZECREN : Ottoman Turkish

zorlayarak

ZECRÎ : Ottoman Turkish

Cebren, zorlayıcı olarak

ZED : Ottoman Turkish

"""Vurucu, vuran"" mânasına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Guş-zed $
Kulağa çalınan. Zeban-zed $
Yayılmış söz."

ZEDE : Ottoman Turkish

"(Zed) f. Birleşik kelimeler yapılarak, ""vurulmuş, çarpılmış, tutulmuş"" manalarına gelir. Meselâ: Musibet-zede $
Musibete uğramış."

ZEDE : Ottoman Turkish

" ""vurulmuş, çarpılmış, tutulmuş"" mânâsında son ek."

ZEDEGÂN : Ottoman Turkish

(-zede. C.) f. Tutulmuşlar, çarpılmışlar, uğramışlar mânalarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır

ZEDERGÂH : Ottoman Turkish

(Bak: Zidergâh)