Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZENH : Ottoman Turkish

Yemeğin kokup bozulması

ZENİM : Ottoman Turkish

Soyu bozuk, soysuz. Aslında o kavimden olmayıp sonradan ona katılan kimse. * Aşağılık.(Zenim, Zeneme'den müştaktır. Zeneme, keçinin, koyunun boynunda, kulağı dibinde derisinden küpe gibi yumrucuklara yahut kulağı delinip de ucundan muallâk bırakılan sarkıntıya denir ve bu, her tarafa sallanır durur. Lisanımızda o koyun veya keçiye küpeli denildiği gibi, Arapçada ise zenim denilir. Mecazen: Dalkavuk veya kulağı kesik, kulağı küpeli tâbirlerindeki mânayı andırır.İbn-i Cerir tefsirinde tafsil olunduğu üzere, târifinde şöyle denmiştir: Nesebi mülhak, piç, şer ile mâruf, kötü damgalı, fâcir ilâahir... E.T.)

ZENİN : Ottoman Turkish

Sümük

ZENK : Ottoman Turkish

Bir taife adı

ZENKA : Ottoman Turkish

Dar sokak

ZENME : Ottoman Turkish

Keçinin kulağı ucunda küpe gibi sarkan kıllar. * Devenin kulağından kesip ilişik koydukları parça

ZENNA' : Ottoman Turkish

Sümüklü kadın. * Hayzı kesilmiş olmayan kadın

ZENNE : Ottoman Turkish

Kadın kısmı. * Eskiden orta oyununda kadın rolü yapan erkek sanatkârlar hakkında kullanılan bir tâbirdi. Eskiden kadınlar, oyunda rol alamadıkları için erkekler kadın kıyâfetine girer ve oyunda kadın rolü yaparlardı

ZENNUN : Ottoman Turkish

Sümüklü

ZENPARE : Ottoman Turkish

f. Zampara. Zenperest

ZENPEREST : Ottoman Turkish

(C.: Zenperestegân) f. Kadına düşkün, kadın peşinde dolaşır ahlâksız kimse

ZENTERE : Ottoman Turkish

Darlık, şiddet

ZENUB : Ottoman Turkish

"Sakaların su dağıttıkları bir kapdır ki; Kur'ân'da azabdan nasib mânasına istiare olunmuştur. (E.T.)"

ZENYAN : Ottoman Turkish

Men'etmek, engel olmak. Kabul etmemek, reddetmek. * Evmek, acele etmek. * Rüzgârın sert esmesi

ZER : Ottoman Turkish

Sarı. * Altın, akçe. * Nöbet. * Oruç. * Çile

ZER' : Ottoman Turkish

Yaratmak. * Yere tohum saçmak

ZER'İYYAT : Ottoman Turkish

Ekim işleri

ZER'Î : Ottoman Turkish

(C.: Zer'iyyât) Arşın ile ölçülen şey

ZER-BAF : Ottoman Turkish

Sırma dokuyan

ZER-BÂF : Ottoman Turkish

Sırma dokuyan

ZER-ENDUZ : Ottoman Turkish

Altun kazanan

ZER-HIRİD : Ottoman Turkish

(Zer-hıride) f. Satın alınmış kimse, köle

ZER-KEŞ : Ottoman Turkish

f. Altın kakmalı, altın işlemeli. * Altın tel yapan

ZER-RİŞTE : Ottoman Turkish

f. Altın tel. Sırma. * Sarı