Ottoman Turkish
BEYT-İ MURASSA' : Ottoman Turkish
Edb: Mısrâların ikisi de kafiyeli olan beyit
BEYT-ÜL ANKEBÛT : Ottoman Turkish
"Örümcek yuvası. * Mc: Derme çatma yapılmış ev. * Dayanıksız ve kuvvetsiz şey.(İnkılâb-ı siyasî cihetiyle dininden havf eden adamın dinde hissesi; beyt-ül ankebût gibi zayıf düşmüş cehalettir, onu korkutur... Takliddir, onu telâşa düşürttürür. Zira itimad-ı nefsin fıkdanı ve aczin vücudu cihetiyle, saadetini yalnız hükümetin cebinden zannettiğinden; kalbini, aklını da hükümetin kesesinden tahayyül eder, korkar. M.N.)"
BEYT-ÜL ARUS : Ottoman Turkish
Gelin odası
BEYT-ÜL GAZEL : Ottoman Turkish
Edb: Gazelin en güzel olan beyti
BEYT-ÜL HARAM : Ottoman Turkish
(Beyt-ül Haram) Kâbe-i Muazzama'nın etrafının bir ismi. Kâfirlerin yaklaşmaları men' edildiği, onlara haram olduğu için bu isimle alınır. (Bak: Kâbe)
BEYT-ÜL KASİD : Ottoman Turkish
Edb: Kasidenin seçilmiş en güzel beyti
BEYT-ÜL MAKDİS : Ottoman Turkish
Mukaddes ev. Beyt-ül Mukaddes de denir. Çok eskiden Peygamberlerin inşâ ettikleri kudsî mâbet. Bir ismi de Mescid-ül Aksâdır. * İnsanın, Cenab-ı Hak'tan başka kimse ile tatmin olmayan kalbine de aynı isim verilir
BEYT-ÜZ ZİFÂF : Ottoman Turkish
Gelin odası. * Edb: Aynı vezinde iki mısra'dan ibâret söz
BEYTAR : Ottoman Turkish
Yarılmak
BEYTARA : Ottoman Turkish
Yarılmak. * Hayvan hekimliği, baytarlık
BEYTAŞÎ : Ottoman Turkish
(Bak: Bektaşî)
BEYTULLAH : Ottoman Turkish
Kâbe, câmi, mescid gibi ibadet edilen yer
BEYTÛTET : Ottoman Turkish
(Beyt. den) Gece kalma, geceleme. * Ayırmak, teferruk. * Gece baskın yapmak
BEYTÜLHARAM : Ottoman Turkish
Kâbenin etrafı
BEYTÜLMAKDİS : Ottoman Turkish
Kudüsteki büyük mabet
BEYTÜLMAL : Ottoman Turkish
(Beyt-ül mâl) İlk defa Hz. Muhammed (A.S.M.) tarafından kurulan ve gelir kaynaklarıyla sarfiyat yerleri şer'î olarak tayin edilmiş İslâm devletinin mâliye hazinesi.Gelir kaynakları:
Zekât ve sadakalar.
Ganimetler.
Fey=Zekât ve ganimet dışında kalan ve beyt-ül male ait olan mallar.Beyt-ül malden yapılan harcamalar şu kimseleri ihtiva eder:
Fakirler ve miskinler.
Zekât memurları.
Borçlular.
Yolda kalmış olanlar ve garipler.
Azat etmek üzere köle satın alanlar.
Allah yolunda cihad edenler.
İslâma ısındırmak ve yakınlaştırmak için gönlü hoş tutulması gerekenler
BEYTÜLMAL : Ottoman Turkish
devletin hazinesi
BEYUZ : Ottoman Turkish
Yumurtlayan tavuk
BEYYA' : Ottoman Turkish
(Bey'. den) Dellal. * Alıp satan kimseler. * Perâkende olarak satış yapan küçük tüccar
BEYYAB : Ottoman Turkish
Saka, sucu
BEYYAHE : Ottoman Turkish
Balık ağı
BEYYİN : Ottoman Turkish
apaçık, kesin delil
BEYYİN(E) : Ottoman Turkish
Aşikâr. Açıklanmış. Gün gibi vâzih delil. * Müteaddit noktaları beyan eden ve açıklayan.* Şâhid. İsbat vasıtası. Kavi bürhan
BEYYİNAT : Ottoman Turkish
(Beyyine. C.) Beyyineler. Bürhanlar
BEYYİNE : Ottoman Turkish
apaçık, kesin delil
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani