Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZERDÜŞT : Ottoman Turkish

Ateşe tapan, mecusi. * İlk önce nur ve zulmet diye iki ilâha inanmayı uyduran adam

ZERDÜŞT : Ottoman Turkish

ateşe tapan

ZERE' : Ottoman Turkish

Başın önünde vâki olan beyazlık

ZEREB : Ottoman Turkish

Keskin nesne. * Midenin bozulması

ZERECUN : Ottoman Turkish

(Zerâcin) Üzüm ağacı. * Üzüm asması. * Kızıl boya. * Çukur taş içinde biriken yağmur suyu

ZERED : Ottoman Turkish

Zırh

ZEREF : Ottoman Turkish

(Zerefân-Zerâfe-Zerif) (C: Zevârif) Gözden yaş akmak. * Yavaş yürümek

ZERENDUD : Ottoman Turkish

(Ze-endud) f. Altın yaldızlı

ZERGER : Ottoman Turkish

(C.: Zergerân) Altın işleyen. * Kuyumcu

ZERGERÎ : Ottoman Turkish

f. Kuyumculuk

ZERGÛN : Ottoman Turkish

f. Altın gibi sarı renkli olan. Altın renkli

ZERH : Ottoman Turkish

Yemeğe zehir katmak

ZERİ' : Ottoman Turkish

Araya giren, şefaat edici

ZERİA : Ottoman Turkish

(C.: Zerâi) Vesile. * Yol. * Geçit. * Avcının, arkasında gizlendiği deve

ZERİN : Ottoman Turkish

(Bak: Zerrin)

ZERİR : Ottoman Turkish

Yanmak. * Parlamak

ZERİRE : Ottoman Turkish

(C.: Ezirre) Göz otu. Tutya

ZERK : Ottoman Turkish

Çirkin söz söylemek. * Kuşun terslemesi

ZERK : Ottoman Turkish

hile, şırınga

ZERK-FÜRUŞ : Ottoman Turkish

f. Hileci, hilekâr. İkiyüzlü, müraî

ZERK-ÂLÛD : Ottoman Turkish

f. Riyalı, riya karışık

ZERM : Ottoman Turkish

Kesilmek

ZERNEB : Ottoman Turkish

Turunç kokusu gibi güzel kokan bir ot. * Fercin dışarısında olan et

ZERNİGÂR : Ottoman Turkish

f. Altın ile işlenmiş. Yaldızlı

ZERR : Ottoman Turkish

Düğmeyi iliklemek. * Birbirine pekitip bağlamak