Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZEVACİR : Ottoman Turkish

(Zâcire. C.) Yasak edenler, men'edenler, önleyenler

ZEVAD : Ottoman Turkish

Azıklar, yiyecekler

ZEVADE : Ottoman Turkish

Ziyadelik, çokluk

ZEVAH : Ottoman Turkish

Gitmek

ZEVAHİF : Ottoman Turkish

(Zâhife. C.) Yerde sürünerek yürüyen hayvanlar, sürüngenler

ZEVAHİR : Ottoman Turkish

Dolu, taşkın, coşkun denizler. * Mc: Yüksek şan ve şerefler

ZEVAİB : Ottoman Turkish

(Zâib. C.) Erimiş şeyler, eriyenler

ZEVAİD : Ottoman Turkish

(Zâide. C.) Fazlalıklar, fazla şeyler. Faydasız şeyler

ZEVAİL : Ottoman Turkish

(Zail. C.) Zeval bulanlar. Zail olan şeyler. * Mc: Yıldızlar

ZEVAL : Ottoman Turkish

"Zâil olma, sona erme. * Gitmek. Yerinden ayrılıp gitmek. * Güneşin tam ortada gibi, baş ucunda bulunduğu zaman. * Güneşin nısf-ı nehar dairesinden batmaya doğru dönmesi. Seyrinin sonuna yaklaşması.(Gafletten kurtulan evvelki adam, o şedit şefkatin elemine karşı ulvi bir tiryak bulur ki; acıdığı bütün zihayatların mevt ve zevâlinde bir Zât-ı Bâki'nin bâki esmasının daimî cilvelerini temsil eden âyine-i ervahları bâki görür; şefkatı, bir sürura inkılâb eder. Hem zevâl ve fenâya mâruz bütün güzel mahlukatın arkasında bir cemâl-i münezzeh ve hüsn-ü mukaddes ihsas eden bir nakış ve tahsin ve san'at ve tezyin ve ihsan ve tenvir-i dâimîyi görür. O zevâl ve fenâyı, tezyid-i hüsün ve tecdid-i lezzet ve teşhir-i san'at için bir tazelendirmek şeklinde görüp lezzetini ve şevkini ve hayretini ziyadeleştirir. M.)"

ZEVAL-İ ELEM : Ottoman Turkish

Elemin sona ermesi.(Zeval-i elem lezzet olduğu gibi, zeval-i lezzet dahi elemdir. S.)

ZEVAL-İ LEZZET : Ottoman Turkish

Lezzetin bitmesi, lezzetin sona ermesi

ZEVALNÂPEZİR : Ottoman Turkish

f. Geçici ve muvakkat olmayan. Zeval bulmayan. Sona ermeyen

ZEVALPEZİR : Ottoman Turkish

f. Geçici olan. Muvakkat. Sona eren

ZEVALÎ : Ottoman Turkish

Zevale mensub, zevale ait ve müteallik. * Çok yaşlı

ZEVAMİL : Ottoman Turkish

(Zâmile. C.) Küçük yükler. * Yük hayvanları

ZEVANİ : Ottoman Turkish

(Zâniye. C.) Zâniyeler. Zina yapan kadınlar

ZEVARİ' : Ottoman Turkish

Küçük tuluklar

ZEVAT : Ottoman Turkish

(Zât. C.) Zatlar, şahıslar, kimseler. * Üzüm, buğday gibi şeylerin kabuğu

ZEVAT-I KİRAM : Ottoman Turkish

Şerefli, temiz, büyük zatlar

ZEVAT-I MA'DUDE : Ottoman Turkish

Sayılı zevât. Sayılı kimseler

ZEVATA : Ottoman Turkish

İki zat. * İki sahib. * Çift

ZEVAYA : Ottoman Turkish

(Zâviye. C.) Zaviyeler. Açılar. Köşeler. Tekyeler

ZEVB : Ottoman Turkish

Erime

ZEVC : Ottoman Turkish

Çift. İki şeyden meydana gelen. * Sınıf, cins, nev'. * Karı ve kocanın herbiri. * Koca, eş