Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZEVİLİDRÂK : Ottoman Turkish

idrak sahibi

ZEVİLİHSAS : Ottoman Turkish

hissedebilen

ZEVİLUKÛL : Ottoman Turkish

aklı olanlar

ZEVK : Ottoman Turkish

Lezzet alma, hoşa gitme, tatma. * Hoş, hoşa giden. Mânevi haz. * Boş vakit geçirmek. Eğlenmek. * Alay etmek. Güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti.(Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz... S.)

ZEVK : Ottoman Turkish

tatma, tad, haz

ZEVK-BAHŞ : Ottoman Turkish

f. Zevk veren, eğlendiren, neşelendiren. * Meşhur bir cins lâle

ZEVK-CÛ : Ottoman Turkish

(C.
Zevkcuyân) f. Zevkine düşkün. Zevk arıyan

ZEVK-İ SELİM : Ottoman Turkish

En temiz, nezih ve en yüksek derecedeki zevk. Selâmette olan zevk. Meşru dairedeki zevk. * Sezme kabiliyeti

ZEVK-YÂB : Ottoman Turkish

f. Lezzet alan, zevklenen

ZEVK-ÂLUD : Ottoman Turkish

f. Zevkli, zevk karışık

ZEVKEN : Ottoman Turkish

zevk olarak

ZEVKİYYAT : Ottoman Turkish

Zevk ve eğlenceye dair hususlar

ZEVKPEREST : Ottoman Turkish

zevke düşkün

ZEVKÂLÛD : Ottoman Turkish

zevkle karışık

ZEVKÎ : Ottoman Turkish

Zevkle alâkalı. Zevke âit

ZEVKÎ : Ottoman Turkish

zevkle ilgili

ZEVL : Ottoman Turkish

(C.: Ezvâl) Acib nesne. * Zâil olmak, geçici olmak

ZEVLAK : Ottoman Turkish

Taraf, cânib

ZEVR : Ottoman Turkish

Yalan, kizb. * Bâtıl mâbud. * Ziyaret etmek. * Göğüs üstü

ZEVRA' : Ottoman Turkish

Bağdat. * Dicle nehri. * Eğri ve eğilmiş nesne. Yay. * Derin kuyu. * Uzak yer

ZEVRAK : Ottoman Turkish

Kayık, sandal. * Mekke'de yapılan ve içine zemzem koymaya mahsus olan kap, ibrik

ZEVRAKSÜVÂR : Ottoman Turkish

f. Kayığa binen. Sandala binmiş olan

ZEVRAKÇE : Ottoman Turkish

f. Ufak kayık. Ufak sandal

ZEVRE : Ottoman Turkish

Uzaklık. * Ziyaret etmek

ZEVREKA : Ottoman Turkish

(C.: Zevrak-Zevârik) Ölçek. * Küçük gemi