Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZÎFÜNUN : Ottoman Turkish

Çok şeyler bilen, mehâret sâhibi olan, fen sâhibi

ZÎH : Ottoman Turkish

(C.: Züyuh-Ezyâh) Çok kıllı erkek sırtlan. (Müe: Zeyhâ)

ZÎHASSA : Ottoman Turkish

Hassalı, özellik, hususiyyet sâhibi

ZÎHAYAT : Ottoman Turkish

hayat sahibi, canlı

ZÎHAŞMET : Ottoman Turkish

haşmet sahibi, görkemli

ZÎHİMMET : Ottoman Turkish

himmet sahibi

ZÎİDRÂK : Ottoman Turkish

idrak sahibi, anlayabilen

ZÎK : Ottoman Turkish

(Bak: Dıyk)

ZÎKARED GAZVESİ : Ottoman Turkish

Zîkared, Gatafan diyarı civarında oniki mil mesafede bir kuyudur. Rivayete göre Medine ile Hayber arasında ve Şam yolu üzerindedir ve Medine'ye iki konak mesafededir. Bu Zîkared kuyusu yakınında yapılan gazaya Gabe Gazası da denilir, hicretin altıncı yılında rebiül-evvel ayında vuku bulduğu rivayet edilir.Hayberden üç gün önce bir takım Gatafan ve Fezare çapulcuları Resulullah'ın sağılan develerine yağmacılık etmeleri üzerine bu gaza vuku bulmuştur. İbn-i Sa'd, bu develerin yirmi tane olduğunu ve Gabe Korusu'nda yayılırken baskına uğradığını bildiriyor. (S.B.M.)

ZÎKUDRET : Ottoman Turkish

kudret sahibi, güçlü

ZÎN : Ottoman Turkish

f. Binek hayvanlarına vurulan eyer

ZÎNET : Ottoman Turkish

süs, bezek

ZÎNNÛR : Ottoman Turkish

nurlu, ışıklı

ZÎNNÛREYN : Ottoman Turkish

iki nur sahibi

ZÎNUR : Ottoman Turkish

nurlu

ZÎR : Ottoman Turkish

alt, aşağı

ZÎRUH : Ottoman Turkish

uh sahibi, ruhlu

ZÎRÂ : Ottoman Turkish

çünkü

ZÎRÜZEBER : Ottoman Turkish

altüst, darmadağın

ZÎT : Ottoman Turkish

(Ziyât) Çağırmak. * Niza edişmek, çekişmek

ZÎVÜCÛD : Ottoman Turkish

vücut sahibi

ZÎŞUÛR : Ottoman Turkish

şuurlu, bilinci olan

ZÎŞÂN : Ottoman Turkish

şanlı

: Ottoman Turkish

"Kelimenin başına gelerek ""sâhip, mâlik olan"" mânasını verir. (Bak: Zâ)"

ZÛ' : Ottoman Turkish

Gece uçan kuşlardan birisi. * Erkek baykuş