Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ZÜHÛL : Ottoman Turkish

geciktirme, yanılma

ZÜHÛR : Ottoman Turkish

çiçekler

ZÜKA' : Ottoman Turkish

Güneş

ZÜKAE : Ottoman Turkish

Malı çok olan, zengin

ZÜKAK : Ottoman Turkish

(C.: Zekâk-Ezikka) Sokak. * Üveyik kuşunun sesi. * Ses, avaz, sadâ

ZÜKAM : Ottoman Turkish

Nezle

ZÜKE : Ottoman Turkish

Hışım, gadap, hiddet, öfke. * Üzüntü, gam, tasa

ZÜKK : Ottoman Turkish

Üveyik kuşunun yavrusu

ZÜKME : Ottoman Turkish

Kişinin son çocuğu. * Çocuk doğarken çıkan ses. * Ağır ve can sıkıcı kimse

ZÜKR : Ottoman Turkish

Kalbdeki fikir, düşünce

ZÜKRAN : Ottoman Turkish

(Zeker. C.) Erkekler

ZÜKRE : Ottoman Turkish

Peklik. * Keskinlik

ZÜKUN : Ottoman Turkish

(Zekan. C.) Yüzün alt uçları. Çeneler

ZÜKUR : Ottoman Turkish

(Zeker. C.) Erkekler

ZÜKURET : Ottoman Turkish

Erkeklik

ZÜKÛR : Ottoman Turkish

erkekler

ZÜKÛRET : Ottoman Turkish

erkeklik

ZÜL : Ottoman Turkish

" ""sahibi"" mânâsında ön ek."

ZÜLAKA : Ottoman Turkish

(Bak: Zelâka)

ZÜLAM : Ottoman Turkish

Parasız, züğürt

ZÜLCELÂL : Ottoman Turkish

üyüklük sahibi

ZÜLCENAHEYN : Ottoman Turkish

iki kanatlı, iki taraflı

ZÜLECNİHA : Ottoman Turkish

çok kanatlı, çok yönlü

ZÜLEF : Ottoman Turkish

(Zülfe. C.) Gecenin gündüze yakın saatleri. * Yakınlık. * Rütbe. Menzile

ZÜLENKATA : Ottoman Turkish

Zeker. * Kısa boylu kişi