Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
İSTİD'A-NAME : Ottoman Turkish

f. Resmî bir makama dilekçe olarak yazılan pullu, damgalı yazı

İSTİDA' : Ottoman Turkish

El uzatma

İSTİDAD : Ottoman Turkish

Alışma, ünsiyet etme. * Doğrulma

İSTİDAD-I YED : Ottoman Turkish

Elin alışması

İSTİDAME : Ottoman Turkish

(Devam. dan) Bir halin devamını isteme. Bir şeyin devamını arzu etme

İSTİDANE : Ottoman Turkish

(Deyn. den) Borç alma, alınma. Ödünç alma

İSTİDARE : Ottoman Turkish

(Devr. den) Dönme, dolaşma. * Daire biçimine girme, yuvarlak olma

İSTİDARÎ : Ottoman Turkish

Dönerek ve bir daire meydana getirecek olan

İSTİDBAR : Ottoman Turkish

(İdbar. dan) Yüz çevirmek. Arka dönmek. * Geri geri gitmek. * Bir kimsenin peşinden gitmek

İSTİDHAK : Ottoman Turkish

(Dıhk. den) Alaya alma, eğlenme

İSTİDKAK : Ottoman Turkish

İncelemek, dakik olmak

İSTİDLAL : Ottoman Turkish

"Delil getirmek. Bir delile dayanarak netice çıkartmak. Delile nazar etmek. Muhakeme. Mülahaza ve anlama kudreti. Delil ile anlamak. Zihnin eserden müessire veya müessirden esere intikali.(Ateşin dumana olan delâleti gibi müessirden esere yapılan istidlâle ""bürhan-ı limmî"" denildiği gibi, dumanın ateşe olan delâleti gibi eserden müessire olan istidlale de ""bürhan-ı innî"" denir. Bürhan-ı innî, şüphelerden daha salimdir. İ.İ.)(Kur'anda delâil-i akliyeye ve fennin keşfiyatına muhalif bazı âyetler vardır dedikleri üçüncü şüphelerine cevap: Kur'an-ı Kerim'de takib edilen maksad-ı aslî; isbat-ı Sâni', nübüvvet, haşir, adalet ile ibadet esaslarına cumhur-u nâsı irşad ve îsal etmektir. Binaenaleyh, Kur'an-ı Kerim'in kâinattan yaptığı bahis tebeidir; kasdi değildir. Yani ligayrihidir, lizatihi değildir. Yani Kur'an-ı Kerim, Cenab-ı Hakk'ın vücud, vahdet ve azametine istidlal suretiyle kâinattan bahsetmiştir. Yoksa, kâinatın bizzat keyfiyetini izah etmek için değildir. Çünkü Kur'an-ı Kerim; coğrafya, kozmoğrafya gibi kasden kâinatın keyfiyetinden mânâ-yı ismiyle bahseden bir fen, bir kitab değildir. Ancak, kâinat sahifesinde yazılan san'at-ı İlâhiyyenin nakışları ve yaratılan kudretin mu'cizeleri ve kozmoğrafyacıları hayrette bırakan nizam ve intizamla, mânâ-yı harfiyle Sâni ve Nazzam-ı Hakikî'ye istidlal keyfiyetini öğretmek için nâzil olan bir kitabdır. Binaenaleyh san'at, kasd, nizam; kâinatın her zerresinde bulunur, matlub hâsıl olur; teşekkülü nasıl olursa olsun bizim matlubumuza taalluku yoktur. Febinaen alâ zâlik, madem ki Kur'anın kâinattan bahsi istidlal içindir ve delilin de müddeadan evvel ma'lum olması şarttır ve delilin muhatablarca vuzuhu müstahsendir; bazı âyetlerin onların hissiyatına ve edebî ma'lumatlarına imale etmesi ve benzetmesi, mukteza-yı belâgat ve irşad olmaz mı? Fakat bu âyetlerin, hissiyatlarına imale etmesi mes'elesi o hissiyata kasden delâlet etmek için değildir. Ancak, kinaye kabilinden o hissiyatı okşamak içindir. Maahaza, hakikata ehl-i tahkiki îsal için, karine ve emareler vaz'edilmiştir. Meselâ: Eğer Kur'an-ı Kerim, makam-ı istidlalde şöylece demiş olsa idi ki: ""Ey insanlar! Güneşin zâhirî hareketiyle hakikî sükûnuna ve Arzın zâhirî sükûnuyla hakikî hareketine ve yıldızlar arasında câzibe-i umumiyenin garibelerine ve elektriğin acibelerine ve yetmiş unsur arasında hâsıl olan imtizacata ve bir avuç su içinde binler mikrobun bulunmasına dikkat ediniz ki, bu gibi hârika şeylerden Cenab-ı Hakk'ın herşeye kadir olduğunu anlayasınız."" deseydi, delil müddeâdan binlerce derece daha hafî, daha müşkül olurdu. Halbuki delilin müddeâdan daha hafî olması, makam-ı istidlale uymaz. İ.İ.)"

İSTİDLALAT : Ottoman Turkish

(İstidlal. C.) İstidlaller. Muhakemeler

İSTİDLALEN : Ottoman Turkish

İstidlal suretiyle, delil ile

İSTİDRAC : Ottoman Turkish

Derece derece yükselmeyi isteyiş. * Ist: Hakkı ve hakiki değeri olmadığı halde ve kabiliyetsizliğine rağmen bir kimsenin kesret-i nimete mazhar olması ve bu sebeple küfür ve isyana devam etmesi ile azab ve gazab-ı İlâhiyeye yaklaşması.(Neuzü billah, bu öyle bir işdir ki: Hikmet-i İlâhiye ile bazı kâfirlerin muradı zuhur eder, istediği hârika bir surette olur. Ve bunların küfürleri, Allah'a isyanları da böylece ziyadeleşir.)(... Keramet ile müşerref olan bir şahıs, bilerek harika bir emre mazhar olursa, o halde eğer nefs-i emmaresi baki ise, kendine güvenmek ve nefsine ve keşfine itimat etmek ve gurura düşmek cihetinde istidrac olabilir. M.)(Keramet ile istidrac manen birbirine mübayindir. Zira keramet, mu'cize gibi Allah'ın fiilidir. Ve o keramet sâhibi de kerametin Allah'tan olduğunu bilir ve Allah'ın kendisine hâmi ve rakib olduğunu da bilir. Tevekkül ü yakîni de fazlalaşır. Lâkin, bazan Allah'ın izniyle kerametilerine şuuru olur, bazan olmaz. Evlâ ve eslemi de bu kısımdır.İstidrac ise, gaflet içinde iken eşya-yı gaybiyenin inkişafından ve garip fiilleri izhar etmekten ibarettir. Fakat, bu istidrac sahibi, nefsine istinad ve iktidarına isnad etmekle enaniyeti, gururu öyle fazlalaşır ki okumaya başlar. Lâkin o inkişaf, tasfiye-i nefs ve tenevvür-ü kalb neticesi olduğu takdirde, ehl-i istidrac ile ehl-i keramet arasında tabaka-i ulada fark yoktur. Tam mânasiyle fenaya mazhar olanlar ise, onlara da Allahın izniyle eşya-yı gaybiye inkişaf eder. Ve onlar da, o eşyayı Fenâfillâh olan havaslariyle görürler. Bunun istidracdan farkı pek zâhirdir. Zira, zâhire çıkan bâtınlarının nuraniyeti, mürâilerin zulümatiyle iltibas olmaz. M.N.)

İSTİDRACÎ : Ottoman Turkish

İstidraca ait, istidrac cinsinden

İSTİDRAK : Ottoman Turkish

Nâil olmak, ulaşmak, varmak. * Anlamak. * Gr: Bir kelimeyi, evvelki sözden neş'et eden bir tevehhümü kaldırmak için kullanmak

İSTİF : Ottoman Turkish

İtl. Muntazam yığın. Sıralanmış eşya. Yığma. Nizam. Sıra. Dizi

İSTİFA : Ottoman Turkish

Alacağını borçludan tamam olarak almak. * Kabz-ı ruh etmek

İSTİFA-YI KISAS : Ottoman Turkish

Kısas hakkının bilfiil yerine getirilmesi. Câni hakkında kısas cezasının tatbik edilmiş olması

İSTİFADE : Ottoman Turkish

Faydalanmak. Faydalanmağa çalışmak. * Anlayıp öğrenmek. * Tahsil etmek

İSTİFAKA : Ottoman Turkish

Hastalıktan kurtulup iyileşme. * Sarhoşluktan ayılma

İSTİFALE : Ottoman Turkish

"Tecvidde: Bir harfin, okunduğu zaman aşağı çene tarafına düşüp üst damağa yükselmesi. Bu hâlde ağızdan çıkan harfler: ""Müsta'liye"" harflerinin zıddıdır. Bu harfler: ""Elif, Be, Te, Se, Cim, Ha, Dal, Zel, Rı, Ze, Sin, Şın, Ayın, Fe, Kaf, Kef, Lâm, Mim, Nun, Vav, He, Yâ"" dır."

İSTİFANAME : Ottoman Turkish

f. Bir yerden ayrılıp çekilmeyi bildiren yazı

İSTİFAZA : Ottoman Turkish

Feyz alma, feyz bulma, feyizlenme. İlim, irfan ve mânevi zenginlik kazanma