Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ÇAPÛLCU : Ottoman Turkish

Düşman toprağına atla hücum edip yağma eden. Akıncı, yağmacı

ÇAR : Ottoman Turkish

(Slavca) Eski Rus İmaparatorlarının ünvanları. * Bulgar kralı

ÇAR NAÇAR : Ottoman Turkish

f. İster istemez, mecburiyetle

ÇAR U YEK : Ottoman Turkish

Dörtte bir

ÇAR-DEH : Ottoman Turkish

f. Ondört

ÇAR-EBRU : Ottoman Turkish

Dört kaş. * Bıyığı yeni gelmiş delikanlı

ÇAR-ERKÂN-I CUVANÎ : Ottoman Turkish

Padişahın özel hizmetlerinde bulunan ve Enderun'un azamlarından olan dört kişi hakkında kullanılan bir tabirdir

ÇAR-GUŞE : Ottoman Turkish

f. Dört köşe. Dört taraf. Dört yön

ÇAR-GÂH : Ottoman Turkish

"f. Dört taraf ki, bunlar; şark, garb, şimal, cenub'dur. * Dünya, küre-i arz, cihan. * Türk musikisinde bir makam adıdır."

ÇAR-TAK : Ottoman Turkish

f. Çardak. * Dört köşe çadır

ÇAR-YAR : Ottoman Turkish

Dört dost. (Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (R.A.) lerin nâmları.) Dört Halife, Hulefâ-i Erbaa veya Ashab-ı Güzin diye de ihtiramla anılırlar

ÇAR-YARÎ : Ottoman Turkish

f. Çar-yâra ait. Sünnîlik

ÇAR-YEK : Ottoman Turkish

f. Çeyrek, dörtte bir. * Saatin dörtte biri, onbeş dakika. * Mecidiye denilen gümüş sikkenin dörtte biri ki, beş kuruşluk bir gümüş sikkedir

ÇAR-ZEBAN : Ottoman Turkish

f. Geveze, çenesi düşük, lüzumsuz olarak konuşan

ÇAR-ŞEB : Ottoman Turkish

f. Cilbab, ferace, çarşaf

ÇAR-ŞENBİH : Ottoman Turkish

f. Haftanın dördüncü günü. Çarşamba günü

ÇARE-İ HALÂS : Ottoman Turkish

Kurtuluş çaresi

ÇARH : Ottoman Turkish

Çark, tekerlek. * Felek, gök, sema. * Ok yayı. * Elbisede yaka. * Tef.* Devreden, dönen. * Çakır doğan. * Talih

ÇARH-I AHDAR : Ottoman Turkish

Gök kubbe

ÇARHA : Ottoman Turkish

f. Ordunun ilerisinde bulunan askerlerin yaptıkları tâlim. * Çıkrık gibi dönen yuvarlakça bir cins dolap

ÇARİÇE : Ottoman Turkish

(Slavca) Rus İmparatoriçesinin nâmı

ÇARK : Ottoman Turkish

f. (Çarh-Çerh) Dönen pervaneli tekerlek. * Vapur, değirmen ve dolap çarkı. * Bir makinenin dönen tekerleği, çok zaman bu tekerlek makineyi çalıştırır. Her çeşit tekerlekli makine. * Dönerek işleyen âlet. * Koz: Birbiri içinde dönen feleklerden mürekkeb kâinat, felek, eflâk. * Baht. Talih. şans

ÇARK-I FELEK : Ottoman Turkish

Bir makine veya dolaba benzetilen gökyüzü. * Mc: Tâlih, baht. * Yakıldığı zaman dönerek ateşler püskürten bir çeşit donanma fişeği. * Bir nevi sarmaşıklı nebat çiçeği

ÇARMIH : Ottoman Turkish

"f. (Çar: Dört; Mıh: Çivi) Salib. Suçluyu haça germek için kurulmuş, haç şeklinde darağacı. * Geminin direkleri başından aşağıya inen kalın ipler."

ÇARPA : Ottoman Turkish

f. Eşek, deve, koyun v.s. gibi dört ayaklı hayvanlar