Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ÇEHARÜM : Ottoman Turkish

f. Dördüncü

ÇEHRE : Ottoman Turkish

f. Vech, yüz, surat. * Mc: Surat asmak, dargınlık. * Görünüş, şekil, zahir

ÇEHRE-NÜMUD : Ottoman Turkish

f.Yüzünü gösteren, yüz gösterici

ÇEHRE-PERDAZ : Ottoman Turkish

f. Ressam

ÇEHÂR : Ottoman Turkish

f. Dört, erbaa

ÇEHÂR-DEH : Ottoman Turkish

f. Ondört

ÇEHÂR-GÂNE : Ottoman Turkish

f. Dört unsur

ÇEHÂR-PÂ : Ottoman Turkish

f. Dört ayaklı hayvan

ÇEK : Ottoman Turkish

"Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek'ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde ""çeh"" diye geçer."

ÇEKAN : Ottoman Turkish

f. Damlamış, damlıyan

ÇEKİ : Ottoman Turkish

Odun gibi ağır cisimleri tartmada kullanılan 250 kiloluk ağırlık ölçüsü

ÇEKİDE : Ottoman Turkish

f. Gürz ve topuz gibi eski zamanlarda kullanılan savaş âletleri. * Damlamış

ÇEKİMSER : Ottoman Turkish

t. Taraf tutmayan

ÇEKRE : Ottoman Turkish

f. Küçük su damlası. Su serpintisi

ÇELE-ÇEPE : Ottoman Turkish

f. Sağa sola

ÇELEBİ : Ottoman Turkish

Efendi, kibar kimse. * Mevlâna postnişinine verilen ünvan. * Çelebi, Sultan Mehmed devrine kadar padişah oğullarına verilen ünvan idi. * Mevlânâ soyundan gelenlerle, mevlevilerin büyüklerine verilen ünvan

ÇELENK : Ottoman Turkish

f. Eskiden kadınların süs için başlarına taktıkları mücevher veya madenlerden yapılmış sorguç. Halka şeklinde çiçek veya yapraklı dal demeti. (Cenazelere çelenk göndermek İslâm âdeti değildir, israftır.)

ÇELİPA : Ottoman Turkish

f. Haç, put, sanem. * Eğik ve kıvrık çizgi

ÇEM : Ottoman Turkish

f. Naz ve eda ile salınarak yürüme. * Ziynetli, süslü, düzgün. * Cürüm, kabahat, suç. * Taam, yemek. * Mâna. * Kazanılmış, toplanılmış

ÇEMBER : Ottoman Turkish

(Bak: Çenber)

ÇEMEN : Ottoman Turkish

Yeşil ve kısa otlarla kaplı yer, çimen. Ağaç ve çiçekleri olan yeşillik, çayır. * Pastırmaya konulan bir çeşit ot

ÇEMENİSTAN : Ottoman Turkish

f. Bahçe, çimenlik

ÇEMENZAR : Ottoman Turkish

f. Yeşillik, çayır

ÇENBER : Ottoman Turkish

f. Daire, def ve kalbur gibi şeylerin tahtadan olan dairesi. * Fıçı ve tekerlek gibi şeylere takviye edip, dağılmalarını önlemek için etrafını çevirecek tarzda geçirilen demir veya tahta halka. * Başa ve boyna bağlanan yemeni. * Esirlik, bağlılık, kölelik. * Geo: Bir düzlemde bulunan sabit noktadan aynı uzaklıktaki noktaların meydana getirdiği geometrik şekil

ÇEND : Ottoman Turkish

f. Kaç tâne? Ne kadar? * Birkaç. Üç-beş gibi adet. * Herhangi bir şeyin yüzde biri