Ottoman Turkish
ÎN : Ottoman Turkish
İri ve güzel gözlüler.İN
Yabani hayvanların barınağı, yuvası. Mağara
ÎŞ U NÛŞ : Ottoman Turkish
Yiyip içme. Sefahet. İşret ve eğlence
ÖMER (R.A.) : Ottoman Turkish
Resül-ü Ekrem'in (A.S.M.) ikinci halifesi, Aşere-i Mübeşşere'den ve sahabenin en büyüklerindendir. Çok âdil, âbid, zâhid ve merhametli idi. Fakirce yaşadı. Adaleti, şecaat ve cesareti, İlâ-yı Kelimetullah için fedakârlığı meşhurdur. Çok Hadis-i Şeriflerle medhedildi. Zamanında çok fütühat ve ilerleme kaydedildi. Hilâfeti esnasında bütün Âlem-i İslâm, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın devrindeki gibi huzur ve rahat içinde yaşadı. Onbuçuk sene yedi gün, dünyada hiç kimseye nasib olmayan bir adâlet içinde halifelik yaptı, 63 yaşında iken şehid edildi. (R.A.)Hak ile bâtılı ayırmada çok mâhir olduğundan Resül-ü Ekrem (A.S.M.) kendisine Ömer-ül Fâruk ismini vermiştir.Bir zaman Hz. Ömer Radıyallâhü Anhu demiştir ki: Üç şey olmasa Hazret-i Kibriya'ya göçmek isterdim:
Allah yolunda yürümek.
Alnını toprağa sererek secde etmek.
En güzel semereleri toplar gibi, sözün güzelini veren insanlarla sohbet etmek
ÖMER BİN FARID : Ottoman Turkish
(M.
1234) Kahire'de doğdu ve orada vefat etti. Mütefekkir ve mutasavvıf olup büyük şâirlerdendir. Divanı vardır
ÖMER HAYYAM : Ottoman Turkish
Çadırcı Ömer mânâsında olan bu kelime, İran'ın meşhur hayâlperest ve içkiden çok bahseden bir şâirinin adıdır
ÖMER İBN-İ ABDÜLAZİZ : Ottoman Turkish
(Hi:
101) Emevî Devleti halifelerinden olup Hz. Ömer'in ahfadındandır. Siyaset âleminde bir dâhi ve adâlette bir ikinci Hz. Ömer'di. Malatya'yı Rumlardan yüzbin esir mukabilinde satın aldı. Zehirlenerek şehid edildi. (R. Aleyh)
ÖMR : Ottoman Turkish
Yaşama, hayat, yaşayış
ÖMR-Ü CAHİM : Ottoman Turkish
Cehennem hayatı
ÖMR-Ü CÂVİD : Ottoman Turkish
Ebedî hayat
ÖMR-Ü GÜZEŞTE : Ottoman Turkish
Geçmiş ömür. Geçmiş hayat
ÖMR-Ü HAZİN : Ottoman Turkish
Hazin ömür. Hüzünlü hayat
ÖMR-Ü SÂNİ : Ottoman Turkish
İkinci hayat, âhiret hayatı
ÖMR-Ü TAVİL : Ottoman Turkish
Uzun ömür
ÖMR-Ü ZÂİL : Ottoman Turkish
Geçici ömür, fani hayat
ÖMRE : Ottoman Turkish
(Bak: Umre)
ÖRF : Ottoman Turkish
"İnsanlar arasında güzel görülmüş, red ve inkâr edilmeyip mükerreren yapılagelmiş olan şeydir. Bu kelime; ihsan, ma'ruf, cud, sehâ, bezl ve atâ olunan, atiyye, tanımak, bilmek, biliş, ikrar eylemek, arka arkaya tetebbu ve tevâli etmek, Allah (C.C.) tarafından ulülemre ve Sultana tevdi' olunan hüküm, müstahsen, yani Hazret-i Peygamberin (A.S.M.) iyi gördüğü şeyler, gibi mânalara gelir. * Fık: Şer'an ve şeriata bağlı. Akl-ı selim sahiplerince müstahsen olup münker olmayan şey demektir. Örf, şeriata eğer muhalif olursa, gayr-i meşru olur, onunla amel edilmez ve onun izâlesi lâzım gelir."
ÖRF-İ NÂS : Ottoman Turkish
f. İnsanların âdet edindikleri, beğendikleri alışkanlık hâlleri, an'aneleri ve telâkkileri
ÖRFEN : Ottoman Turkish
Örf bakımından, âdetlere göre
ÖRFİYAT : Ottoman Turkish
Örf, âdet ve geleneğe bağlı olan şeyler
ÖRFÎ : Ottoman Turkish
Âdete âit ve onunla alâkalı
ÖRFÎ İDARE : Ottoman Turkish
(İdare-i örfî) Askerî kuvvete ihtiyacı gerektiren ve cemiyet hayatında zuhur eden müşkil hallerde vaktin icablarına göre ve vaziyet düzelinceye kadar sivil idare yerine askeri idare konması. Sıkı yönetim
ÖZÜR : Ottoman Turkish
Bir kusurun afvı için gösterilen sebep. * Bahane, sebep. * Mâni, engel. Kusur, nakise, sakatlık. * Fevz. Zafer. * Bir adamın kusur ve kabahatinin çok olması. * Fık: Abdesti bozucu ve devamlı olan şey
ÖZÜRHÂH : Ottoman Turkish
f. Özür dileyen. Özür dileyerek affını isteyen
ÖŞR-Ü MİŞAR : Ottoman Turkish
Onda birin onda biri, yâni yüzde bir
ÖŞR-Ü MİŞAR-I AŞİR : Ottoman Turkish
Binde bir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani